9 Aralık 2020 Çarşamba

Rüya Gibi Bir Geçit - Petrohan Pass/Bulgaristan

Uzun uzun yazmaya gerek var mı bilemiyorum..ama bunlara bakan mutlu olsun diye paylaşmak istedim.

Fotoğraflara kendi hayal düşünce ve duygularınızı yükleyin,yorum kutusuna da yazarsanız mutlu olurum..

En sona eklenen videoyu bütün sevgimle benim kadar kar ve kışı sevenlere armağan ediyorum.











ve bahsettiği video..




Kış mevsiminde karlar yağar. Bin bir hikmetin yanında, bembeyaz manzarasıyla bir gelin odası gibi, cihanı süsler. Gecelerin uzadığı, karanlıkların çoğaldığı kış mevsiminde, seyredenlere beyaz rengiyle de ferahlık verir.

Ya gökten yağan kar; dehşetli bir kan renginde yahut mâtemi ve kiri hatırlatan siyah bir renkte yağsaydı, ne kadar müthiş bir kasvete sebep olurdu! İnsanlık çıldırırdı.

Ki o buz gibi karların altında, bin bir çeşit mahlûkat donup ölmeden toprağın bağrında muhafaza olunur. Bahar gelip karlar eridiğinde, ortaya böcek cenazeleri değil, çeşit çeşit mahlûkat çıkar.

Velhâsıl, ibret ve hikmet nazarıyla bakıldığında, bütün varlıklar, azamet-i ilâhiyyenin birer şâhididir…

Kaynak: Osmannuritopbas.com

Sevgiyle ve sıcacık kalın..






O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

1 Aralık 2020 Salı

Oyun da Hayat da Devam Ediyor.

Evimiz yine tadilata girdi,kışın keskin dişlerini göstermeye başladığı bir dönemde üstelik.Henuz yapılacak bir dünya iş varken evimizi inşaat halinde bırakıp on gün süren uzunca bir yolculuğa çıktık eşimle.

Çocuklar olabilecek en iyi yerdeler.

Babaannemizin bahçeli köy evinde.Okullar kapanalı nerdeyse iki hafta olmasına rağmen online sürdürülecek olan eğitim ne yazık ki internetin zayıflığı bizim yolculuğa çıkacağımız zamana denk gelişi beklenen sonuçları vermiyor.

Şükür ki öğretmenler bu durumu anlayışla karşılayıp üstümüze gelip baskı yapmıyor zaten onlar da en az bizim kadar zorlanıyor belki de daha fazla.

Öte yandan yolda olmak bir çok ülkeyi yeniden görmek içinde bulunduğumuz virüslü dönem hakkında daha geniş ve kapsamlı bir bakış acısına sahip olmamızı sağlıyor.

Haberlerde anlatılanlar gerçekte olanları yansıtmıyor örneğin.Bir çok ülkede önlemler farklılık gösterebiliyor ve ne yazık ki haberlerde duyduklarımızın çoğu abartı veya bilinçli olarak söylenen yalanlardan ibaret olduğunu ispatlıyor.

Insanların büyük bir kesimi bunalmış aylardır mutluluk nedir unutmuş,kanıyla canıyla işinde olmak için bununla beraber varlığı yokluğu tam anlaşılmayan bir virüs ile baş etmeye çalışıyor.

Hollandaya kadar uzanan yolculuğumuzun nerdeyse sonuna yaklaşıyoruz,hava şu anda -3'lerde ve ben bu yazıyı Almanya-Avusturya sınırlarına yakın bir benzin istasyonunun park yerinde yazıyorum.

Dışarısı buz kesmiş ağır yüklü tırlar dinlenmeye çekilmiştir.Yerler sürekli düşen kırağıdan dolayı bembeyaz ama kar henüz yok yine de bu yılın ilk karını Bulgaristanda görmüş oldum.

Kar her zamanki gibi yüreğimi yumuşacık yaptı,umut dolu kusursuz bir dünyada yaşarcasına gözlerimde her evin sıcacık olduğu her çocuğun mutlu olduğu her ocakta yemeğin piştiği çayın kaynadığı hayali canlandı.

Dünyanın böyle bir yer olmasını ne kadar çok isterdim.Gece basını yastığa koyan çocukların huzur içinde uykuya dalmalarını yastıkların gözyaşı ile değil tatlı bir uykunun göstergesi olan minik dudakların kenarından akan salyalarla ıslanmasını isterdim.

Iskender Pala'nın "Kalp" kitabını okuyorum bu dönemde belki de okunacak en güzel kitaplardan biri olsa gerek,fikrimce.

İç dünyamıza daha çok uğradığımız bu dönemde,belki bolluktan belki aşırılıktan belki sürekli koşmaktan dolayı değerini bilmediğimiz kalbimizi anlamak için harika bir kitap.

..uzunca bir yazi oldu ama nicedir icimdekileri satırlara.dokemedim dolayiisyla uzadigi kadar uzasin isteyen arzu ettigi kadarini okusun..

Eskiden bir yerlerimiz sızlardı hep bir yanımız hep üşürdü,açıkta kalırdı.

Insan bunlara.çare bulmak için çırpınırdı,kalbini inciten sırtını üşüten şeyleri ortadan kaldırmak için emek sarf ederdi ama son zamanlarda bu durum değişti sanki.Artık insan nasıl sağlıklı kalırım derdine düştü sağlıklı kalmak için en sevdikleri en değer verdiklerinden bile uzak kalmayı göze alıyor.

Eskiden de fakirlik vardı yokluk vardı bir çok şey tam değil hep yarım hep eksik hep kusurluydu ama kapılar açıktı  insanlar acı nedir dostluk nedir paylaşmak nedir çok iyi bilirdi.

Şimdi o da yok.

Şimdi sanırsın ki herkes kendi derdine düşmüş bir vaziyette gününü geçirmeye çalışıyor.

Hasta olmamak için hastalıktan daha da kötü olan şeyleri hayatına yerleştiriyor..bu konu derin.

Halis Aydemir hocamızın analitik sohbetlerini dinliyorum bolca bu aralar.Komplo teorilerini gelecekte olacak olanlara pek kulak asmıyorum.

Insanların çoğu şaşkın çünkü,çoğu tam olarak neyin içinde olduğumuzu bilmiyor,ben de öyle.Ama Allah biliyor 

Allah'a sığınıyorum..dünya eskisi gibi olmayacak bunun da farkındayım,dünyaya neden geldim burada olmamın gereği nedir bu anlamda neler yapabilirim sorularına cevaplar bulmak ve o istikamette ahiretim için yatırım yapmaya gayret ediyorum.

Arkama bir bakıyorum,çay kenarında kurbağa yavrularını yakalamaya çalışan küçücük bir kız çocuğu görüyorum.Bu küçük kız çocuğu benim ve aradan sanki uzun bir zaman geçmemiş gibi hissediyorum oysa üstünden uzun yıllar geçmiş.

Zamam çok çabuk akıp gitmiş,ben dünyaya ahiretini inşa etmek sonsuz olan cenneti kazanmak için gelmişim ama zaman nerdeyse bitiyor..ben nicedir nelerle meşgul nelerle oyalaniyorum diye düşünmeden edemiyorum.

Ve bunca yıl nasıl geçti?

Bunca sene neler yaptın?..amel defterin neler ile dolu,karşı tarafa neler gönderdim?..aslinda ne yapmam gerekirken ben ne yaptim kimi memnun etmeye calistin vucudumun zirvede oldugu zamanlarda enerjisini nerelerde ne icin harcadım??

Sağlam cevaplar gerektiren sağlam sorular.

Ya evet ahirete inanmayanlar da var cevremde,yok ya ölüp gideceğiz deyip günden ve genel olarak hayattan maksimum keyif almaya çalışıyorlar ..ama ya öyle değilse?

Çok kafadan ses çok kafadan teoriler duyuyoruz,kim kimden daha iyi bilebilir ki geleceği?

Kimin yarına çıkma teminatı var?

Bize doğruyu gösterecek olan kişi sayısı gittikçe azalıyor.

Âlim sapıyor bilim sapıyor..insanı çok az kişi düşünüyor.

Hava aydınlanmaya başladı,tırlar tek tek park yerini terk etmeye başladı,kahvem.bitmek üzere arabanın kliması durmadan çalışıyor.

Dışarısı buz gibi park yerinin sensörlü led lambaları yanmaya devam ediyor,kalbim.atmaya devam ediyor hayat devam ediyor bu büyük oyun devam ediyor,biz de devam edelim o halde..


*yazım hatalarımdan dolayı özür dilerim.


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp