19 Kasım 2020 Perşembe

Toprak,Bahçe ve Bir Takım Düşünceler



İnsan donanımlı ve şerefli bir mahluk olarak yaratıldı.Her koşulda ayakta kalabilir her duruma alışabilir her zorluğun üstesinden gelebilir..

Ve madem ki dış dünyadaki güzelliklerimizi gitgide elimizden almak için çaba sarf ediliyor bu durumda en azından şimdilik biraz kendimize biraz özümüze biraz kalbimize dönmeyi denememiz gerek..

Öyle büyük adımlara yüce kararlara da gerek yok aslında..küçücük şeyler bazen hiç de sanıldığı gibi küçüçük değildir..her küçük şeyin içinde manalar hikmetler güzellikler ve rahmet vardır.Buna bütün kalbimle inanıyorum..
Evvela nelere sahip olduğumuzun farkına varmamız lazım.
Diğer insanların yaşantısına duyulan özenti beğeniyi şöyle bor kenara koyalım.
Sahip olduğumuz seylerle neler yapilabilir bir düşünelim.
Huzuru mutluluğu kimse bize gümüş tepside sunmayacak çünkü,boz bozi mutlu eden huzur veren şeyleri bulmamız gerek..

Evimin arkasında küçük bir bahçem var..yıllar yılı ihmal ettiğim.



Bahçem ayrık otlarla doluydu,kokar ağaçların gövdesi gitgide kalınlaşıyor olmasına rağmen ilgimi çekmiyordu.



Ama gel gör ki önemsemediğim o bahçe bu günlerde benim için o bahçe tam bir nefes alma kapısı oldu.Bir çok şeyi yeniden uygulamanın tadını tekrar keşfetmeme sebep oldu..Elbette yıllarca ihmal edildiği için ve mevsim de yavaş yavaş kışa döndüğü için bahçede yapılacak aktivitelerin sayısı az buna rağmen her mevsimin güzelliği ve ekilebilecek bir baharatı bir bitkisi veya meyvesi var çok şükür..

Kızlarıma biri kara erik diğeri armut olmak üzere iki adet ağaç aldım..bahçeye çıkıp ağaçların yerini seçtikten sonra çok ciddi,büyük ve ileriye yönelik kıymetli bir yatırım yaptığımızı ifade eden konuşmalar eşliğinde ağaçlarını diktiler...

Bu küçücük eylem bile her birimizi çokça mutlu ve tatmin etmeye yetti..ileriye yönelik bir beklentimiz bir umudumuz vardı artık,arka bahçemizde üstelik..

Yıllar yılı haftasonları çocukların eğlenmesi için bir çok aktiviteler bulmak için paraladım kendimi..Parklara gezilere kısa tatillere gidildi..çoğu da belirli bir masraf ile yapıldı tabii ki..
Şimdi,virüs sebebiyle tekrar kapanan okulların ardından bunların hiç birini yapmaya hem imkanımız hem de iznimiz yok..

Yunanistana döndüğümüzden bu yana haftasonları kızlarım şehrin biraz dışında bulunan kırsal bir bölgede konumlanmış bir köyde yaşayan babannelerine gitmek için can atar oldu..



















-Babannede ne yapacaksınız?..diye sorduğumda çocuklarımın bana verdiği cevaplar oldukça şaşırtıcı oluyor.

-Babannede soğan ayıklıyoruz ayıkladıklarımızdan iyi olanlari tekrar ekiyoruz,ağaçları buduyoruz,toprağı kazıyoruz çamur yapıyoruz tarhana ufalıyoruz mangal yapıyoruz ateş yakıyoruz kuru otları temizliyoruz,çiçekleri suluyoruz uzun yürüyüşler yapıyoruz bisiklet sürüyoruz..

Bütün bu aktiviteleri şehirde yapmak biraz zor olsa da saksılarda bile güzel şeyler yapılabilir diye düşünüyorum,biraz toprağı olanlara ise naçizane hemen toprakla haşir neşir olma yönünde..
Şimdilerde bilgiler topluyorum,hangi ay neler ekiliyor bilmek istiyorum,sabahları toprağa dokunmak için sebepler buluyorum,hava soğuk olsa bile bahçeye çıkıyorum öyle ki kahve içmek kadar elzem bir şey oldu artık bu durum benim için.
Evet toprağı daima seviyordum bir çok kez de yazılarımda bunu dile getirdim,şimdi biliyorum ki ömrümün sonuna dek toprağı anlamayacağım,toprak her zaman yeni bir şeyle çıkacak karşıma ve bu beni heyecanlandırıyor..
Dünya toprağın içinde aslında,biraz daha çaplı düşünürsek..
Toprağın bana kattıklarını ifade edemediğimi biliyorum,bizlere öğreteceği sınırsız sayıda güzellikleri henüz keşfedilmeyen bir çok özellikleri olduğunu da biliyorum,özellikle de çocuklarımın öğrendiklerini gördükçe bu derslerin hiç bir okulda hiç bir eğitimin vermeyeceğini anlıyorum.
Ve utanıyorum.
Çok utanıyorum çok mahçup hissediyorum kendimi..başka şeylere saçma sapan bir önem verdiğim için utanıyorum,bu gereksiz şeylere para harcadım diye utanıyorum.
Bu yaşıma gelmiş toprağı çok az tanımış çok az vakit ayırmış olduğum için utanıyorum..
Utanıyorum,böyle bir nimetin içinde olup fark etmediğim şükretmediğim için..




...devam edebilir









O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

7 Kasım 2020 Cumartesi

Kokar Ağaç ve Bahçemdeki Ağaçlar



Sevgili blogum sevgili blog komşularım,gayretli ve güzel insanların diyarı olan buraları çok ihmal ettim.Bir virüs ile tamamen değişen hayatımın telaşı içindeyim son bir kaç aydır..detaylı,iç dünyamın durumunu açık açık ele veren yazıalr yazmayı pek sevmesem de bir şekilde bunun fark edildiğini biliyorum.Yani kısacık cümlelerle bile en azından birilerinin beni anlayacağını ümit ediyorum..

Defalarca geldim buraya.

Çok sayıda başlık açtım öncesinde konu belirledim hatta bir çok taslağın görsellerini dahi ekledim hazır hale getirdim...Ancak iki satır yazmayı dahi beceremedim..

Blogumdan her uzak kalışımda sizlerden uzak kalamıyorum yine de,muhakkak okuma listemdeki blog komşularımın yazılarını okuyorum aralıklı olarak olsa da..

Sevgili Ezgimin acı kaybını geç öğrenmiş olmama üzülüyorum bir tek,onun dışında hepinizin iyi ve aktif olup post girmenizden dolayı inanın ki çok mutluyum..Varlığınız içimi ısıtıyor,yazmaya devam ediyor oluşunuz her ne olursa olsun her halükârda iç sesinizin yani gönül sesinizin susmadığına işarettir.

İyi ki varsınız..

Mahçup  ve karmakarışık bir şekilde gelip gittim..ama bir türlü kendimi toparlayıp da yayına alamadım.Hayatımda güzel ve büyük şeyler oluyor,bununla beraber yine büyük ama pek de iyi olmayan şeyler de oluyor..neyin iyi neyin kötü olduğunu zaman göstereceği için an itibariyle önyargılı davranmak istemediğimden tümünü iyi olarak kabul edip hayatıma devam ediyorum..

İyilerden bahsedeceğim bu yüzden,ne bilincimde ne de bilinçaltımda kötü veya olumsuzluğa dair zerre miktarınca negatif bir iz bırakmak istemiyorum çünkü.Canımı kavururcasına yakan acılarıma bile ''iyi acılar'' diyerek onları bir kenarda saklayacağım,elbette bana kattıkları güzel şeyler vardır çünkü,sırf onların hatrına yapıyorum bunu.

Evime bir kaç ay evvel geri döndüm,bu ev defalarca tadilat görmüş oldukça eski bir evdir,ben diyeyim 70 yıllık sen de 80,bu aralar yine bir şeyleri tamir etme telaşı içindeyiz,evimiz o kadar eski ki tavanından kocaman küflü eski zamanlara ait çiviler çıktı.Bir yerlerde saklayacağım onları da.

Çiviyi görünce a-ha!..bu çivi hehralde dilimize dolanan ''dünyanin çivisi çıkmış'' çivilerinden biridir diyerek gülüyorum :) bir yandan tadilat bir yandan çocukların yeni okullarına alışma süreci diğer yandan virüsten ötürü değişen hayata ayak uydurma gayreti.Allah'tan gelen Allah'ın böyle bir şeyi yaşamamıza müsaade ettiği bir imtihanın tam da ortasındayken elimdekilerin değerini ve miktarını çok daha net görmekten ötürü şükür duyuyorum.Allah'a sonsuz nihayetsiz şükürler olsun bir kez daha.

Bu eski evimizin ön tarafında bir avlu arka tarafında ise bahçesi yani biraz toprağı var.An itibariyle biraz taze soğan ve marul ektim,bahçede 3 adet ayva ağacı 1 adet kızılcık bir adet nar ağacı bir adet de ıhlamur ağacı var ve aşağıda bahsettiklerimden bir kaç fotoğraf var :)


Bahçedeki ayva ağacından topladığım ayvalar,hala bu şekilde duruyorlar.Onlarla ne yapacağımı henüz bilmiyorum.



Kokar ağacı
nın köklerini görmeniz için çektiğim bir fotoğraf,bu sabah boyu 1.5 metreyi aşkın bir kök çıkardım büyük bir zorlukla..kökler toprağın altında yatay şekilde uzadıkça uzuyorlar bu da demek oluyor ki sadece sizin değil çevrenizdeki bahçelere kadar uzanabilir uzadıkça da güçleniyorlar onları topraktan çıkarmak gerçekten çok çok zor.


Bir başka Kokar ağaç,Almanyada olduğumuz süre boyunca büyüyerek kalınlaşmış olan gövdesini kesmek tek çareydi köklerini nasıl sökeceğimizi bilemiyorum sürekli yeni yeni sürgünler veriyor bunlar çıktıkça onları koparıyorum şimdilik tek çare boy kalınlığını görüyorsunuz.


Her seferinde bu miktarda kökler ve yeni bitenlerden söküyorum,Allah düşmanıma vermesin çok sıkıntılı bir bitki.


Asma
mızın son üzümleri dalında kaldı tadı çok güzel oysa bunların yaprakları da öyle.Allah nasip eder de İlkbahara ulaşırsak tazecik yapraklar toplayıp üzümlerini de yeriz inşaAllah.


Bu kim??
Bu kim biliyor musunuz?.
Tanıştırayım,bu Leo.
Annemin evinde bahçedeki kedilerin sayısı çokğalınca bakımları epey zor oldu kendisi için,benden en azından bir kedi almamı rica etti.
Bunlar üç kardeşti hepsinin üzerinde desenleri vardı Leo aralarında tümüyle beyaz olan tek kediydi..buna rağmen onu kardeşlerinden koparmak istemedik bu yüzden bir kardeşi de aldık böylece iki tane kedimiz oldu.

Üçüncü kardeş anne kedinin yanında kaldı..eve geldikleri ilk günlerde baya zorlandılar ama şimdi çok mutlular.

Diğer kedimizin adını ise Miu koyduk,miyavlaması sadece kısacık bir ''miu''dan ibaret olduğu için.

Ihlamur ağacım da var severek yıllar evvel ben ekmiştim.Ek olarak nerdeyse bahçenin tüm çevresini sarmış bir adet de asmamız var yukarıda fotoğrafını gördüğünüz..şimdilik bahçedeki bitki örtüsü bunlardan ibaret ha unutmadan,her tarafı da düzenli olarak sökmeme rağmen istila etmeye devam eden kokar ağaç da var..

Ne ettimse bir türlü ondan kurtulamadım henüz,çıkanları fazla büyüyüp güçlenmeden sökmeye çalışıyorum..Kokar ağaç için kısa bir araştırma da yaptım..bu ağaçtan uzak durulması gerektiğini çok hızlı büyüdüğünü ve gerçekten istilacı bir yapıya sahip olduğunu görünce daha küçücükken bahçeden sökmeye gayret ediyorum..

Şu var ki bu bitkinin köklenme süreci ve köklerinin gücü beni şaşırtıyor..kökler toprağın altında yatay olarak büyüdüğü için yan bahçelere kadar uzamış olma ihtimalini de beraberinde getiriyor..

Kokar ağacından tamamen kurtulmanın yolunu bilen varsa yorumlara yazıversin çok çok sevinirim..

Sizi özledim,kendimi özledim.Biliyorum bir çok şey eskisi gibi değil ama iyi olmak zorundayız,bu yönde çabalamak zorundayız.

Hayatımızı ele geçiriyorlar bunun da farkında değilim sanmayın..ama gündemden bahsetmek istemiyorum..

Bakalım Mevla neyler neylerse güzel eyler..Şu an saat sabahın 8'i..bahçeye gidip bu yayın için fotoğraflar çekeceğim..tekrar görüşmek dileğiyle,Allah'a emanet olun.

Kalp.




Instagramdan takip etmek için  şahsi hesabım:
@sevgiuyur



#ıhlamurağacı #ıhlamur #ağaç #kokarağaç #bahçe #narağacı

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp