4 Ocak 2022 Salı

Biraz Gelibolu Biraz İzmir (2) Günlüğüne

 


Arabayla yola çıkmak çok güzel ama eskisi kadar kolay değil,eskiden kahvemizi alıyorduk pasaport bir de arabanın yeşil kartı hazır olunca hemen yola çıkıyorduk ama şimdi ülkelerarası seyahatlarde istenilen rapid veya PCR test,aşı pasaportu,PLF formu gibi zımbırtılar seyahatlere stres ve sıkıntı katıyor.

PLF formu nedir diye merak edenler olabilir kısaca anlatayım.PLF formu bir ülkeden bir ülkeye gitme durumunda kişinin ne ile gittiği kiminle gittiği nerede kalacağı daha evvel hangi ülkeyi ziyaret ettiği kalacağı yerin adresini acil durumda ulaşılabilecek kişilerin telefon ve ev adresleri gibi bilgileri içeren bir formdur.

Bu formu doldurmadan bir ülkeden bir ülkeye gitmek imkansız sanırım.Eşimin babası fiziksel olarak günden güne daha da ağırlaştığı ve otobüs yolculuğu hem kendisine hem de her ihtiyacını karşılayan anneme zor olacağını için onları İzmire biz götürmeye karar verdik.Böylece ihtiyacımız olduğu kadar mola verebilir olabildiğince yolculuğun rahat geçmesini sağlayabilirdik.Nihayet Allah'a hamdolsun ki öyle de oldu..ancak bol molalar içeren bir çok yeri tekrar görmemize vesile olan bu iki günlük yolculuğumuzda pek fazla fotoğraf çekemedim.

Belki eskisi kadar tadım yoktu belki giderken yapılan testin sonucu negatif olmasına rağmen dönüşte yapılması istenen ve sonucunun sürpriz olacağı testin üzerimde oluşturduğu olumsuz etki yüzündendi tam bilemiyorum.

Nicedir görmek istediğim can bacım da malum virüse yakalandığını öğrendiğimde gezinin tadı iyice kaçtı sayılır.Ama yine de az buçuk kıyıdan köşeden ruh halimi yansıtmamak için elimden geleni yaptım.

Fotoğraflar çok sıradan geliyor bana hatta cep telefonuyla çekilmiş gibi görünüyor bu da ruh halimin en güzel ıspatıdır.Keyifsiziz azizim yapacak bişey yok,bu da geçer deyip bir şekilde tutunuyoruz hayata.Şaka bir yana her halimize sonsuz şükürler olsun elbet bahar gelecek ya değil mi? :)

Buyrun canlarım..




Bir ara Instagramda tek ağaç fotoğraf yarışması vardı ne çok isterdim o yarışmaya katılacak nitelikte güzel bir ağaç fotoğrafımın olmasını,bu ağacı görünce aklıma o yarışma geldi..ekipman zaman ve efor meselesi bunlar,belki bir gün olur.




Her ayrıntısına bakmaya doyamadığım arabanın içinden çekilmiş bir fotoğraf bu..yeşilin albenisi zeminin kıvrımları hele en önde görünen pampas otlarının görüntüsüyle mest oluyorum.



Bu yapı yanlıi hatırlamıyorsam Gelibolu'da olmalı daha yeni yapılıyor ışıklarda durmuşken çekmiştim.
Çok sevdim!..kocaman olmasına rağmen beton yığınını anımsatmadığını sevdim..demek ki azıcık zorlasak daha güzel yapılar elde edebileceğiz ama zorlanmaya da gelemiyoruz sanırım :)



Deniz bakan yerleri seviyorum..hele sabahın erken saatlerinde,hele gün batarken okunan akşam ezanı vaktinde hele yaz gecelerinde..


İnşa edilen Gelibolu Köprüsü karelere sığmıyor canlarım,tam görüntüsünü alamadım ancak böyle parça parça fotoğrafladım..buna şükür.
Çok devasa bir yapı yapmışlar hayran hayran izledik.Vatana millete hayırlı olsun dilerim şimdiden..



Bu sürüye ne demeli :)



Bu ince minareli camii de yeni yapılıyor henüz tamamlanmış değil,minarelerin şekli Mimar Sinan'ı hatırlattı Allah ondan razı olsun..



İzmire vardık eve çıktık kahveler içildi vs derken sonraki gün Kemeraltı çarşısına indik,adettendir diye oysa küçükler büyüdü onlara ne çeyrek altın ne pijama takımı lazım evlenecek olanlar evlendi dolayısıyla onların da acil bir ihtiyacı yok ama gittik işte dedim ya adettendir çünkü....gittik gitmesine de çarşı eskisi gibi erken saatlerde açılmıyor artık saat 09:00'u geçmesine rağmen herkes tıngıl mıngıl hareket ediyordu,az buçuk turladıktan sonra bir mola verip Kızlarağası Han'ında çok güzel bir Türk kahvesi iç(ecek)tik,kahvemin son yudumunu içemeden garson fincanımı alıp götürmeseydi eğer,ağzım açık bakakaldım öyle,ağzım açık bakakaldığımı garson görmedi tabii :)
-Ne oldu ya!? :)



Hisar Camii'nin önünde bu kazan kaynıyordu neden niçin anlamadım içinde ne vardı onu da çözemedim daha farklı bir açıdan çekmek isterdim ama kazanın dibinde çay içen çift huzursuz olur diye bu niyetimden caydım,az ileride olan çiçekçiden kendime minik bir tesbih çiçeği almaya karar verdim arkadaşlarıma da farklı birer çiçek aldım,İzmir hatırası..




Sonra bu görüntüyle karşılaştım..bir yandan hayatta olup gayretle çalıştığına sevindim bir diğer yandan ise o minik bebeğe üzüldüm..





Şu sabunları da ekleyerek biraz renk katayım bu yayına diyorum,sabunlar iyi mi kötü mü bilmiyorum ama İngilizcesini geliştirmek isteyenler için oldukça etkili bir yöntem bu diye düşünüyorum.


İşte kendimden bir kare,hiç güzel fotoğrafım yoktur ama çektiğim binlerce güzel fotoğrafa sahibim..öyle oluyor derler,terzi kendi söküğünü dikemezmiş benimki de o hesap.Kalsın bu burada,Kemeraltı otoparkının asansöründe çekildi.



Kızlarıma bolca kitap aldım,çarşıdan değil semtteki oyuncakçıdan,aralarında çok güzel kitaplar vardı göz atıp biraz okuyup aldım bunların içinde daha önce kitabını almadığım bir yazar vardı elbette bir şans vermek istedim çok da iyi etmişim çünkü kitap o kadar güzel ki okunmuyor,şöyle ki gülmekten okunmuyor okuyamıyoruz o derece eğlenceli bir dil ile kaleme alınmış şiddetle tavsiye edebilirim..Şermin Yaşar:Abartma Tozu.


Kısa lafın uzun olanı bu şekildeydi iyi ki okudunuz veya okuyamayıp fotoğraflara göz gezdirdiniz yüreğinize sağlık,Allah'a emanet olun,sevgiler gönderiyorum canlar ,iyi ki varsınız..






Kiremithanem
Kiremithanem

”Bu Dünyada Çiçeklere Bakmak İçin Cehennemin Çatısında Yürüyoruz,Haydi Gelin,Çatıya Çıkalım!”

12 yorum:

  1. Vallahi tamamını da okudum. :) Fotoğraflar bence yine de güzeldi. Bende sizinle bir İzmir turu yapmış gibi oldum. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yayını bilgisayardan hazırlıyorum elimden geldiği kadar da kısa tutmaya gayret ediyorum ama telefondan bakınca sanki çoğalmış gibi görünüyor ekranın küçüklüğünden dolayı yani aslında çok uzun değil ama cepten okuyoruz uzun geliyor okumuş olmana sevindim ben resimleri bol tutuyorum ki kelimelerle ifade edemediklerini görsel olarak ifade edebileyim her ikisini de sevene selam olsun💛

      Sil
  2. Göğün mavisi ne güzel.. Uzun zamandır böyle açık hava göremedim, özlemişim, iyi geldi.
    Sabunları da - nedense - yiyesim geldi :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seni çok iyi anlıyorum Almanyada yaşarken mavi göğü gördüğümde benim de içim gerekiyordu sanki,sabunları yeme lütfen💋

      Sil
  3. Fotograflar çok iyimiş,anne ve bebeğini daha da vurgulayıcı olmuş,tabii üzülüyor insan,bebeğiyle birlikte çalışmak zorunda kalması..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatta olmaları avutuyor beni yine de sıcak bir yuvada olmaları daha güzel olurdu özellikle de kış aylarında.

      Sil
  4. Yaşadığım yerin karelerini görmek sürpriz oldu... O yapılmakta olan siyah binayı ben de sevdim... Ama eşim estetik yoksunu olduğunu vurgular her önünden geçişimizde. :) Bulunduğu yer bir zamanlar dere yatağı imiş. Belki çok büyük seller de yine de risk yaratabilir. Bu denli çarpıcı bir dış cephe de o yüzden belki... Yine de yaşadığım yerde sıradışı, estetik şeyleri görmeyi seviyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yakınlarda olduğunu bilseydim bir çayını içmeye gelirdim,bu sebepten dolayı seninle daha da yakınlaşmam gerek malum yolum yolundan geçiyor💛

      Sil
  5. valla bende tamamını okudum, sizin resimlerinizi de özlemişiz. izmir i bende özlemişim iyi geldi. oğlum orda okuyor, izmir denince içim bir pırpır oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rabbim hayırlı kavuşmalar nasip etsin,teşekkür ederim.

      Sil
  6. Ah Kemeraltı, ne severim ben de.. şu meşhur kazandibinden yeseydiniz keşke, yok böyle bir lezzet.
    Fotoğraflarına bayılıyorum.. hele şu yarı yeşil, yarı toprak tarlanın olduğu kareye bayıldım <3 <3

    Kayboldun yine yoksun, bekletme hadiiii :)

    YanıtlaSil

Yorumunuz en kısa sürede sevgi ve alaka ile cevaplandırılacaktır.
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.