4 Temmuz 2019 Perşembe

Boş Beyin


Sonu iyi olacak dediğime göre evvela iyiden başlayayım..
İyi olan bir şey var o da şudur ki;
Kendimize yalancıyız.
Yapayız,sentetiğiz,kompleks içindeyiz,gerilimden dolayı yumak gibi karmakarışık ilgi alanlarımıza girmediği halde ilgi çemberimize sokulanlardan dolayı rahatsızız ama bunu dile getiremeyecek kadar da uyutulduğumuz için şaşkınız,birbirimzie benzetilmeye çalışıyoruz farklılıklarımızla ve tercihlerimizle topa tutuluyoruz ve nihayetinde tek renk olmaya zorlanıyoruz.
Bu bir terördür ve hatta psikolojik bir savaş diyebilirim.
Bunun neresi iyi diyebilirsiniz?..
Bu iyi bir şeydir çünkü farkındalık içerir.
Altını çizdim.

Çünkü;
Samimiyetsizliğimiz bu dereceye ulaşmış bulunuyor ve ne yazık ki değil biraz çok çok fazla miktarda hem kendimizi hem kendimize özgü o yanıp duran kıvılcımı yavaş yavaş söndürüyoruz.
Bilinçsiz olarak tabii ki.
O kadar fazla yüklenemem kimselere ama içimizdeki kıvılcımın yavaş yavaş söndüğüne dair hiç bir şüphem yok.
Alakasız gelebilir ama şu anda şöyle bir cümleyi haykırarak buraya yazmak istiyorum.
İYİ-Kİ BLOG-LAR VAR!...

Ne kapatmayı ne gitmeyi ne de pes etmeyi düşünmeyin.
Gitmeyin,vazgeçmeyin.
Nolur..
Kimse için olmasa bile kendiniz için inanılmaz güzellikte bir şey inşa ettiğinize yemin edebilirim.
Evet iyi ki bloglar var ve iyi ki yazıyoruz ve evet iyi ki bir çok kişi tarafından keşfedilmiyor iyi ki eskisi gibi veya eskiden olduğu gibi popüler değil buraları çünkü şu var;
Buraları kalite kokuyor!..
Sen kokuyor ben kokuyor o kokuyor..
Ruh ve sıkıntıları kokuyor.
Merakları ve içinde tutamadıkları kokuyor.
İnsan kokuyor kısaca..

Bizden almak istedikleri şeylerdir bunlar..
Buraları biz kokuyor canlar..

Bunu blogumdan uzak kaldığım süre boyunca fark ettim.
Instagram denen o UYGULAMANIN ne kadar kalıplaşmış ne kadar sınırlandırıcı ne kadar yönlendirici olduğunu fark ettiğim gün anladım.
Kullanmayan var mı?
Parmak kaldırsın!
Yapaylığını,samimiyetsizliğini ve acımasızlığını fark eden var mı peki?
Eminim ki tam olarak fark etmese bile huzursuzluk duyan ama bunu adlandıramayan kişi sayısı çoktur..blog yazdığım için siz blogcanlara sesleniyor ve haykırıyorum!

Bloglarımız çok güzel ve bloglar iyi ki varlar.
Instagramdan bahsedeceğim bugün evet.
Bloglardan bahsedeceğim.
Senden bahsedeceğim.
Benden bahsedeceğim.

Güzel şeyler yazacağım.
Uzun bir yazı olacak.
Yazacağım..

Sevgili gözü kelimelerimde olan can,bunları gecenin bir vakti yazıyorum tam olarak da saat şu anda 02:16.
Pc'yi her açtığımda dinlediğim müzik türünü de açtım dinliyorum.
Bunu.
Yanımda nescafeli kupam duruyor hava serin ve güzel,çocuklarım uyumuş kafam çok dingin çok huzurlu ufkum da oldukça açık sayılır.
Başımın üzerinde bir kantar sallanıp durdu günlerce içimde de hassas bir terazi..
Başımdaki kantar ağırdı çekilmezdi sinir ediciydi.
Canımın sıkılmasına sebepti.
İçimdeki hassas terazi ise çok daha duyarlı çok daha merhametliydi ve evet bunları yazmama vesile oldu.
Cümlelerimi,yazım şeklimi,imla hatalarımı bağışlayın,sadece bu seferlik değil her daim bağışlayın çünkü bakınız ben bir ilkokul mezunuyum ve bundan ötesine gidip okuyamadığımı çekinmeden yazıyorum.
Blogumdan uzak kalışımın sebebi Instagrama takılışımdı.
Yok öyle deli gibi paylaşım yapmadım ama abartısız her gün ve gün içidne bir çok kez Instagramda gezerken buldum kendimi.
Bazen bilinçli olarak hesaptan hesaba geçiyordum bazen ne yapacağımı bilemediğim için hesaptan hesaba geçiyordum..
Oysa yapacak o kadar çok işim var ki benim ama yok ben o uygulamadan çıkıp da yapmam gerekeni yapacağım yerde acaba bu uygulamada daha neler var nelere bakabilirim diyerek anlamsız bir tatmin peşine düşmüş gibiydim.
Ve öyle bir an geldi ki karşıma çıkan herşey,fotoğrafını gördüğüm herkes sıradanlaştı gözlerimde..
Takip ettiğimiz hesapların çoğu faydalı hesaplar insana katkısı olan hesaplar olmasıan rağmen kalıplaştı,sıradanlaştı aniden..
İlgi alanlarımın değiştiğini yavaş yavaş benim de değiştiğimi (olumsuz yönde)fark ettim..
Dünyaya bakış açım,ilgi alanlarım,zevklerim ve tercihlerim bir anda yok olup başkalarının hobileri başkalarının tercihleri ve hatta sevinçleri ve hatta özel anları benim hayatıma hücüm ediyor benim hayatıma girmeye çalışıyordu sanki.
Bu yetmezmiş gibi başka insanların saçma düşünceleri de,sırf canı sıkıldığı için paylaştığı bir görseli de ciddiye almaya başladığımı fark ettim.
Tam da bu noktada sorgulamaya başladım merak etmeye başladım..
Benim ilgi alanlarım neydi?
Özel olarak keyif aldığım şeyler neydi?
Yapmaktan hoşlandığım şeyler beni mutlu eden bana huzur veren şeyler neydi?
Şal bağlama beni ne kadar ilgimi çekiyordu eskiden sahi?
Birilerinin sabah kahveyi nasıl bir fincanda içtiğini görmek günüme ve hayatıma nasıl bir katkıda bulunuyordu acaba ve evet filanca komşumun kızını banyo yaptırırken işittiğim azarlar nasıl oluyordu da tatlı bir anne kız görseli ile benim telefonuma geliyordu?..
O değilmiydi çocuğu azarlayıp ''bıktım artık'' diye bağıran kadın?
Peki şu anda çocuğun televizyon karşısındaki dansını,yoğurt yiyişinden duyduğu mutluluğu denizden çıakrkenki sevimli halini paylaşarak bana nasıl bir mesaj veriliyordu acaba?..
Bunların hangisi gerçek hangisi yapay/yalan/yapmacıktı?..

Duyduklarım mı gördüklerim mi?..
Şaşırtıcı ve çıldırtıcı bir ikilem içine girdim.
Girdim ve çıkmakta zorlandım..
Bunca görselin beynimi bombalamasına,hayatımdaki güzellikleri gölgelemesine nasıl müsaade ettim ben?..

Düşünmeden edemedim demeyi isterdim ama düşünemedim.
Gördüklerimden çok benim,severek ilgi ve tutku ile yaptıklarımı hatırlamayı istediğim halde hatırlayamadım desem inanır mısınız?..
Evet!..
Ben neyi seviyordum,ben nasıl mutlu oluyordum ve beni ben yapan küçük ama hayatıma anlam katan şeyler nelerdi?
Neden hatırlayamıyorum?..
Sanırsın ki beynimin her odası çöplerle kahve fincanlarıyla,denizden çıkan bir bebenin fotoğraflarıyla şal bağlama videolarıyla,ayakkabısını gösteren,tatil yerlerini gün içinde defalarca paylaşanların hatta yediklerini bile bile her öğün gözüme sokanlarla tıka basa doldurulmuştu..

Ben yokum sanki..
Dopdolu ve binlerce fikre sahip olan beynimin kapılarını birileri açmış da içine isteyen girmiş sanki..
Kimdir bu girenler ne ara girdiler ve ben ne ara böylesine uyuştum böylesine seyirci böylesine kayıtsız kalmıştım?..
Kendimi çok çok özlediğimi hissettim.
Yerimden kalkıp kendimi arayasım vardı,her odaya her köşeye her çekmece her dolaba bakasım vardı..özledim kendimi ben özledim sevdiğim şeyleri,nerede bulurum beni,bulduğum anda sıkı sıkı sarılmak sallamak kendine gel demek istedim..
Neredeydim ben?..
Ben!..
Hangi rengi seviyordum hangi kokudan etkileniyordum en son ne zaman gerçekten ve tam olarak bir manzaraya doya doya bakmıştım en son hangi meyveyi hangi yemeği içime çekerek koklamıştım sahi?
B E N ?
En son ne zaman sabah uyandığımda gökyüzüne bakmıştım en son ne zaman beynimi ateşleyen bir soruyla karşılaşmış veya en son ne zaman iç dünyamı alt üst edecek bir farkındalık ile bilincimin suları kaynamış fışkırmış hatta fokurdamıştı?..

Tüm bu duygular nereye gitmişti sahi?..
Uzunluğu maksimum bir dakika olan videolar mı aldı götürdü tüm bunları yoksa çekilmesi sadece bir salisiye gerektiren ama gün boyunca benim yorgun ve mutsuz olmama sebep olan o gördüğüm anlamsız sahte gülüşlü fotoğraf mı aldı götürdü?..

Küçücük bir uygulama küçücük bir ikon hani üzerine basmasam bana hiç bir etkisi olmayacak benim hayatıma asla teneffüs etmeyecek minicik bir şey ,bir iğne ucu kadar küçük bir şey bütün beynimi kazımayı nasıl ne ara başardı?

Oysa blogum öyle mi?
Bir yayını hazırlamak sizinle buluşturmak paylaşarak gerçekten mutlu olmak,yeri gelince bilgimi buraya aktarmak deneyimlerimden bahsetmek sizinle iletişim içinde olmak ne kadar güzel bir şey değil mi?..
Yorumlarınızı heyecanla beklemek,sevgiyle cevaplamak,iletişim kurarak sizin benim benim sizi yavaş yavaş tanımak,her birinizin yayınlarını okuma listemde görerek şimdi bunu biraz sonra bun udaha sonra da bunu okurum diyerek dünyalarınıza girmek ilgi alanlarınızın bir parçası olmak kadar güzel bir şey var mıydı sahi.?
Tüm bu güzellikleri kim silmişti beynimden neden nasıl bu kadar çabuk unutturabilmişti?
Masamın ucu kollarımı açıttı.
Çizgiler belirmeye başladı.
Yazdıkça yazmak istiyorum yine de.Anlatasım var,içimi dökesim var.
Her birinizi kolunuzdan tutup:
Bloglarınızı bırakmayın!..
Hobilerinizi bırakmayın!..
Sizi mutlu eden şeyler (her ne kadar birilerine saçma veya anlamsız gelse bile) bırakmayın!..diye bağırasım var..
Bloglarınızı bırakmayın..
Pes etmeyin,çevrenize bakmayın,popüler olanı ilgi göreni önemsemeyin demek istiyorum size.
Siz kendiniz olun içinizdekileri yazın anlatın ne olur paylaşın..
En doğal halinizle,samimiyetinizle lütfen buralarda hep var olun..
Sizinle zenginleşiyorum,paylaşmanın tadına varıyorum,öğreniyorum..
Lütfen pes etmeyin..
Lütfen gitmeyin..



PS:
Instagrama daha az giriyorum.
Hiç girmem demiyorum ama ilgi alanlarımı hobilerimi artık ihmal etmek istemediğimi ve çok özlediğimi anladığım andan itibaren onlara daha çok vakit ve enerji harcamak istediğimihissediyorum.
Bir gece Instagramda değil de başka yerlerde dolaşmaya karar verdim,eskiden ilgimi çeken şeylerin ne olduğunu hatırlamaya çalışarak o yönde yol almaya çalıştım ve karşıma inanılmaz güzellikte şeyler çıktı.
Yeni insanlar,aydın isnanlar,zeki insanlar,ilham alabileceğim ve aldığım insanlar..
İnşallah bunları da ayrı bir yayında paylaşacağım sizinle :)

Gülümsüyorum..
Çünkü bu yeni keşifleri sizinle paylaşmak beni gerçekten mutlu edecek,biliyorum

:)







Kiremithanem
Kiremithanem

”Bu Dünyada Çiçeklere Bakmak İçin Cehennemin Çatısında Yürüyoruz,Haydi Gelin,Çatıya Çıkalım!”

30 yorum:

  1. Günaydın Sevgi :) Hissettiklerini ben de yürekten hissediyorum. Duygularıma tercüman olmuşsun. Öpüyorum seni kocaman. İyi ki bloglarımız ve blog arkadaşlarımız var :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi ki var handan dilerim de her zaman olsun buraları.

      Sil
  2. Haklı özeleştirinizi ilgiyle okudum. Instagram günlük ekran profil uygulamasını gördüğümden beri instagram için en kadar mesai harcadığımı farkettim. Önce paylaşımlarımı, sonra ise ekran süresini azalttım. Hafta sonu nerdeyse hiç girmiyorum. Sigara içmediğim oyalanmak adına ara zamanda kitap okuyamayacağım için Instagram'a giriş yapıyorum. Aklımdan sürekli geçen kitap okumak, Netflix'te film, belgesel bazen dizi izleyip yorumlamak veya sosyalleşmek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aklınızdan geçenler güzel şeyler işte buna benzer düşünceler geçerdi benim aklımdan da ama baktım ki son zamanlarda pek fazla bir şey geçmez oldu,by gidişat hayra alâmet değildir.

      Sil
  3. Ben de bu konuda düşünüyordum çocupuma tablete sınır koydupum gibi telefon değil belki ama ig ye sınır koymayı düşünğyorum kendime paylaş çık gezineceksem de yarım saat falan yoksa canım sıkkın bakayım dediğimde zaman akıyor oysa ki önceden canım sıkkın iki sayfa okuyayım canım sıkkın öreyim derdim bu açıdan elimin altı da onları tutup ig den uzaklaşmaya çalışıyorum ben de kapamam muhtemeldir face kadar kötüleşmedi henğz gözümde ama azalmalı doyumsuzluğu tetiklediğini hatta hevesleri körelttiğini de düşünüyorum önceden bir sitede ya da blogda kanaviçe hoş bişiy gördüğümde alıp malzemeleri ben de başlardım şimdi ig de görüp aa güz3lmiş deyip geçiyorum kaç vakittir kırkyama yapmak istiyorum ama elim erip başlayamadım bir türlü bence sorumlu ig ve bizi doldurduğu tüketip yutma hissiyatı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar güzel uğraşlar var değil mi?..nasıl kaptırdık kendimizi böyle bir şeye anlamış değilim.
      Instagramın hasarı daha da büyük ama henüz fark edemiyoruz.Rabbim muhafaza etsin.
      Sınırılama getirmek anlamsız cep telefonlarına sınırlama getiremediğimiz gibi ınstagrama da getiremeyiz daha etkili bir şeyler gerekli.

      Sil
  4. İlgi ile okudum yazınızı.İnstagramda uzun zamandır hesabım var.İlk zamanlarda herkes sadece kendine ait resimleri,manzaraları vs. paylaşıyordu.Fakat sonra sonra uzun uzun yazılar yazmaya, yemek tarifleri vermeye,hayat dersleri, sağlık bilgileri vs. yazılmaya başlandı.Reklamlar girdi işin içine falan.Ben o zaman soğudum.Bir kere sadece çekilen resimlere bakıyorum alt yazıları bazen ,uzunsa hiç okumuyorum.Takip ettiklerim sınırlı.Hele bir gününü anı anına ,devamlı paylaşanlardan tamamen uzak duruyorum.Sizin banyoda duyduğunuz azarlayan ,sonra mutluluk pozu çeken annenin,canlı örneğini ben dondurmacıda yaşadım.Feci görünüyor duru.
    Kendi hesabımda güzel gördüğüm ,kendi çekimlerimi paylaşıyorum.Aksi saçma oluyor,gereksiz buluyorum. Bloglara gelince yıllardır yazıyorum.İyi kötü.Benim hobim arada ara versem de bırakmam.Burayı ve blog komşularını seviyorum.
    Yazılarınız zevkle okunuyor, ara verseniz de bırakmazsınız buraları umarım.
    selamlar..(biraz uzattım galiba..)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bİr kıyafet giydirilmeye çalışılıyor bakalım hayırlısı,kendimizden çok fazla uzaklaştığımız doğrudur dönmek gerek bir şekilde.
      Uzun yorumları bir başka severim iyi ki uzattınız :)

      Sil
  5. Ne kadar güzel yazmışsın öyle içten samimi sıcacık bir yazı olmuş gerçekten okurken bana huzur veriyor yazıların sanki bir yazarın kitabini almış okuyor giyim ... gerçekten iyi ki var bloglarimiz bencede bırakmayınnnnnn bu güzel mahalleyi bu güzel dostlukları ve senin gibi güzel insanı 😊❤🌸o kocaman yüreğine selamlar sevgiler olsun canım benim 😊🌸 yazmaya devam sevgiler 😊❤🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahallemiz şahanedir özeldir ve çok çok kalitelidir.Capcanlı ve zengindir.Buralarda olmaktan ben de büyük mutuluk duyuyorum sevgili Özlem.
      Teşekkür ederim kardeşim.

      Sil
  6. Sevgi'cim, öyle güzel yazmışsın ki, kolları sıvadım ve seninle dertleşir gibi yazıyorum yorumumu...
    Ah ne güzel dedin, buralar biz, buralar samimi diye.. Ben ilk günden beri burayı hep bir mahalleye benzetiyorum. İnstagram öyle değil, kullanıyorum, Ama günde 35 dakikamdan fazlasını harcamadığım bir yer benim için. Daha fazlasını gördüm mü, yapaylık havuzunda boğuluyormuşum gibi geliyor. Ne kadar gerçek olabilir bunlar diye sorguluyorum.
    Severek takip ettiklerim dışında karşılaştıklarımdan dem vuruyorum. Ama en çok üzüldüğüm, küçücük bebeklerin çocukların her anının paylaşılması, üzülüyorum annesi olmak mahremiyetine saygısızlık etmek olmamalı değil mi ama ?
    Ya da insanları sürekli birşey almaya teşvik eden sözde influencer dedikleri instagram meşhurları ? Teknoloji çok kıymetli, uzakları yakın kılıyor ama her şeyde olduğu gibi dengede kalmak en önemlisi sanki...

    Ben inanamıyorum insagramdaki gibi herşeyin güllük gülistanlık olduğuna. Herşeyi iyi görmeye çalışmak başka, herşey mükemmelmiş gibi göstermeye çalışmak başka, ne dersin ? Birincisinde her anımıza şükür dediğimizden, zaten abartılarda yaşamaya gerek duymayız, sergilemeye çalışmayız, ama ikincisi öyle mi ? Başkalarını kandırırsam, kendim de inanırım düşüncesi gibi, daha fena anlayacağın..

    Bir insanlık sınavı instagram, bakalım gelecekte nasıl sonlanacak. Dengede kalabilelim inşallah. Ama bu güzel mahalle olduktan sonra, bırak keşfedilmeyelim biz birbirimize yeteriz. <3

    Kocaman sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalben innaıyorum ki onun da ''boyası geçecek'' Facebook ile de böyle olmuştu bir bakıma bu kadar etkili değildi ama en az bu derece insanları kendine bağlamıştı yine bir şekilde insanlar gerçek hayata dönecektir ama zararın ne kadarı önlenebilir bilemiyorum,kalıcı hasarlar söz konusu aileler dağılıyor ve bunun telafisi epey zordur,Allaha isyana kadar götürüyor (Rabbim korusun)bunlar sadece bir kaç örnek dediğin gibi hele küçük çocuklar öyle savunmasız öyle ortada ki.
      BLoglarımız yuva kokuyor aile kokuyor kimi zaman,dostluk bile var daha ne olsun sevgili Ezgi :)
      Sarıldım kocaman ben de.

      Sil
  7. Doğrusu asla sosyal medya bloglarımın yerini almadı, alamadı. Blogdaki kalıcılık ve bana verdiği tatmin hiçbir platformda yok. Sosyal medyayi da bloglarim için kullanıyorum. Ama tüm gününü instagramdageçiren insanlar var. Bir paylaşımını görüp beğenmedin diye takipten çıkanlar da var. Doğrusu bunu da umursamıyorum artik artik eskiden takardım. En azından bloglara yazarken kendimizi de geliştįriyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sen kopmadın,dikkatimi çekmişti,bloglarını asla ihmal etmedin çok da takdir ediyorum ben biraz ihanet etmiş gibi bir his taşıyorum içimde,suçluluk duygusu ya da ne dersen de.
      Blog yazmak bir çok anlamda katkısı olan bir eylem,dokuzuncu yılımdayım hala gelecek olan yorumlar heyecanlandırıyor beni:)

      Sil
  8. güzel tespitler...dönemeçe gelmiş olman da güzel... aylardır girmiyorum instagrama geçen bir girişte 5 foto bırakıp kaçtım... bakma gereği dahi duymuyorum... çok okuyor, çok izliyor, merak ediyor, araştırıyorum ama... senin yoluna neler çıkacak, bizlerle neleri paylaşacaksın şimdiden çok merak ediyorum... çünkü o mutluluğa ortak olmak istiyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yayınlarını çok seviyorum,gerçekten her birinden bir şeyler alıyorum,kendi adıma teşekkür ediyorum.Umuyorum ki biriktirdiklerim hepimize iyi gelecektir :)

      Sil
  9. Blog yazanlar bir süre sonra bıraksa da, tekrar dönenler çok fazla. Çünkü içini dökmenin, kaliteli kişilerle karşılaşmanın, paylaşımlar yapmanın zevkini bir kere tattıkları için muhakkak geri dönüyorlar. Ben de onlardan biriyim mesela. Eskilerden çok kimse yok; belki de var da biz bilmiyoruz. Bırakmamak lâzım bu güzellikleri...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazmak var.
      Yazmak için tutuşanların yeridir burası,elbette bir çok alanda paylaşım yapan bloggerlarımız var ama zannediyorum ki yazma tutkusudur bizi buraya bağlayan.Sizinle yanı fikirdeyim,bu güzellikler bırakılmamalı.

      Sil
  10. İyi ki gelip yorum bıraktın bloğuma da ardından gelip daha iyi tanıma fırsatı buldum bloğunu. "Kalite kokuyor" demişsin ya hani. Senin gibi içini cesurca yazan blogcanlar sayesinde oluşuyor o kalite. Sağolasın... O vakit ben de şuraya bi "Allah razı olsun" bırakıp gideyim :) Sevgiler kiremitcim. Tanıdığıma memnun oldum seni :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nicedir takip ediyorum seni ben :) instagramdan da takip ediyordum artık biraz uzak kalacağım beynim iyice sulanıp bildiklerimi de unutturmadan sevgili İstridyem :)
      Ben de memnunum karşıma çıktığın için,sevgiyle takipteyim inşaAllah.

      Sil
  11. Nefis bir yazı olmuş Sevgi ablacığım. Yazınızda kendimden çokça şeyler buldum, üstünde durmadığım, sorgulamadığım ve belki de görmezden geldiğim...
    Aslında tüm bunlar bizi o kadar yoruyor ki, Instagram, YouTube gibi bizi kendimizden uzaklaştıran, iç dünyamıza yabancılaştıran mecralar...
    Bu güzel paylaşım için kendi adıma çok teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her biri çok güzel uygulamalar aslında ama bir yerden sonra insanın kontrolünden çıkıyor.İnsana faydadan çok zararı dokunuyor daha seçici olmamız gerekiyor da bunu nasıl yapacağımızı bilemiyorum bazen de insanlara herşeyi sunmamak gerek diyorum.

      Sil
  12. Bloğuma ilk yazdığım günden beri bu mahalleyi çok seviyorum.. Hiçbir sosyal medya bunun yerini alamaz, aslında almasına da izin vermesek keşke..
    Keşfedilmeye gerek yok ki, burada biz birbirimize yeteriz.
    Gerçekten bir mahallede yaşıyor gibi hissetmiyor musun sen de?
    Etrafımız sevimli komşuların evleriyle çevrilmiş şirin bir mahalle..
    Bence bu şekilde bakalım bloglarımıza ve instagram gibi bozulmasına izin vermeyelim.

    Ne çok üzülmüştüm senin, evinin pencerelerini kapatıp kapını kilitleyerek mahalleden ayrıldığını gördüğümde.. Şimdi tekrar evine dönmüş pencerelerini açmış olman öyle güzel ki...Gitme, hep buralarda ol.
    İyi ki bloglar var, iyi ki sen de varsın Sevgi, çok seviyorum seni.

    YanıtlaSil
  13. ne guzelde denk dustu daha dun aksam hani senin bildigin ve gordugun arkadasim varya bebegi olan;)
    hah iste onunla bu konuda uzun uzun sohbet ettik.kendisi dediki ya aysegul dun doktora gitmistim kendisine doktor bey artik tayinimiz cikti malum doguda bir kucuk sehire.peki ben kucagimda bir premature bebekle iki hafta sonra orada ne yapacagim.daha once hic bilmedigim gitmedigim bir sehirde bu ozel bakima ihtiyac duyacagim yavruma lazim gelen her konuda her bilgiyi nasil elde edecegim diye sordum kendiside bana instagram hesabiniz varmi diye sordu yooo hayir hic anlamam ustelikte vaktim cok kiymetli ne isim var sosyal medyayla vakit oldurecek dedim diyor.doktoruda benim bir sayfam var orada ve aradiginiz ihtiyac duyacaginiz her konuda yaziyorum hastalatim her konuda danisanlarim beni oradan takip ederek bilgi sahibi oluyor siz hic kendinizi yalniz hissetmeyin hemen eve gider gitmez bir instagram hesabi acip benide ekleyin diyor.bu arkadas eve gelip esiyle biraz ugrasip birazda ordan burdan sorarak bu instagram denen mecrada isler nasil yuruyor az cok es dosttan tecrube ederek bir meil adresi alip kayit oluyor.

    diyorki buyuk bir husranla daha ilk actigi sabahin aksaminda bizde cay icerken yaw arkadas ne sacma sapan bir mecraki orasi beni resmen ilk gunden bunalima soktu.neden dedim.anlatti uzun uzun.guzel kardesim bizler bir memur maasiyla ikiser üçer cocuk okutmakta olan evi bile kira olan insanlariz.bugun bir saat bu doktorun daha onceki paylasimlatini biraz vakit ayirip okuyayomda bebegim hstaneden cikmadan biraz bilgi sahibi olayim dedim ve inanki aglayarak telefondan kapatip hesabi uzun uzun dusundum dedi.dahada sasirdim niyeki diye.niyesimi var guzel kardesim diyor orada bir sayfa var kesfetmi neymis icinde milyon tane yemek dikis ev bakim kiyafet resimleri videolari dahada ne arasan var diyor.asil amacim bambaska bir konuda sadece henuz bagrima bile basamadigim yavrum icin bilgi toplamakken kendimi habire birilerinin paylastigi yemekleri tatlilari o muazzam duzenli evleri izlerken buldum ve asiri derecede vicdan azabi hissettim diyor.sebebiyse şuymuş.ben kendimi çok eksik ve beceriksiz hissettim bir o kadarda ev halkimi kiymetsiz hissettim ve onlara hic deger vermedigimi dusundurdu bana o muazzam hayatlar diyor ve ekliyor.ben o yemeklerin her aksam ayri ayri tabaklarda muazzam sekillerde suslenmis ve oylesine ozenle hazirlanmis her biri ayri masa ortuleri ranirlar esliginde sunumlar yapilmis halini gorunce yaziklar olsun banaki bir gun bile esim ve cocuklarim için haftanin birkac gununu bu kadar ozenle muazzam guzellikte sofralar kurarak
    onlara ikramda bulunamadigimi farkettim.israf olmasin esim zorlanmasin diye evlendigimizden beri evime ihtiyacim olmayan bir elbezi bile almayan ben o ladar ranirlari suslu masa ortulerini tabak kasik takimlarini hayranlikla izlerken keske alsaydimda benim esimde cocuklarimda bu guzellikleri yasasaydi diye hayiflandim.o muazzam duzenli hanimlarin her birinin hem esleriyle cocuklariyla hemde evleriyle bu kadar ilgilenip birde ustune kendilerine bakim yapacak cay kahve es doat toplantilarina katilacak vakitler bulmasi benim kendi kendime olan saygimi yitirmeme bende ne beceriksiz bir kadinmisim daha iki cocukla bir esi idare edip gunumu zor planliyorum yari isimde yarina kaliyor ustelikte butun evim gunde on kerede toplasam hep daginik demekki bende pis bir kadinim diye dusunmeme ve kendime olan ozguvenimi yitirmeme sebep oldu.aysegul korkarim ilk gunden boyle hissettiren bu instagram denen illet benim bir ay daha oraya takilmaya devam edersem aklimi kacirmaya temelli bunalima girmeme sebep olacak dedi.hayretler icinde kaldim.tabii sonra uzun uzun aslinda kimin dogru neyin yanlis ve kimlerin eliyle bize bunlar boyle hissettirilmeye calisiliyor anlattiktan sonra derin bir nefes aldi ve ohhh beee iyiki varsin iyiki anlattin kardesim yoksa gercekten tuhaflik bende zannetmistim zira hayatim boyunca oyle sosyal medyadir internettir bu islerle hic ilgim alakam olmadi.tek onceligim yavrularimin edepli ahlakli hayirli bir nesil olarak yetismesiydi.

    YanıtlaSil
  14. esime elimden geldigince destek esime dostuma komsularima hayirli bir kimse ana babama hayirli evlat Rabbimede hayirli bir kul olmaktan baslaca hicbir gayem amacim olmadi hayatim boyunca dedi ve ben hayretler icinde dinledim ve oylesine hakli buldumki soylemlerini serzenisini hissiyatini...


    epeyce uzun oldu kardesim ama orasi bambaska bir diyar ve insani gercekten acabami dedirtiyor.akli basinda davranmali ve insanin iradesini ele gecirmesine izin vermemeyi ogrenmeli insanlar.
    ez cumle keske her arac varolus amacina uygun sekilde hizmet etse

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Instagram çok güzel bir uygulamadır ço kfaydalı yönüleri de var ama insanın nefsine hitap eden yönü daha baskın tabii ki,arkadaşının durumuna gelince evet kendini öyle sorgulamayan çok sayıda kadın vardır biri de benim,yetersiz bakımsız anlamsız tembel biri olarak tanımladım bir kaç kez kendimi şu Instagram yüzünden ama doğal hayat böyle bir şey değil mi zaten?..bir şeyler için çırpınıyoruz ve evet içimizde fırtınalar kopar bunalırız pes eder sonra yeni baştan başlarız herşeye ama yansıtılan hayatlarda asla hüzün yoktur dert yoktur gözyaşı yoktur sadece mutluluk düzen ve eğlence insanın gönlü bunu kaldıramıyor,arada bir hayatın bu yönüne de ışık tutan paylşımlar yapmalılar benim buna gerçekten ihtiyacım var,ki insanlığını anlayayım bak işte oda üzülebiliyor hüzünlenip sorgulayabiliyor düşünebiliyor onun durumunda olmayan insanları diyebileyim.

      Sil
  15. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  16. Çok haklısınız hiçbir şey blogların samimiyetini tutamaz :)

    YanıtlaSil

Yorumunuz en kısa sürede sevgi ve alaka ile cevaplandırılacaktır.
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.