16 Eylül 2018 Pazar

Benim Köşem Benim Masam Benim Sanatım


Arzu ile başladığımızı daha büyük bir tutku ile sonuca ulaştırmamız gerekirken,araya bahaneler zorluklar sokmak adetten midir acaba?
Aklımıza gelen bir fikri hayata geçirmek için gerekli malzemeyi temin ediyor,acelesiz ve tasasız ihtiyacımız olan zamanı da oluşturuyoruz,sonuca bir kala ihmal ediyor veya yaptığımızı ebir kenara atıyoruz..bende hep böyle oldu son zamanlarda..
Eskiden,aklıma gelen ne varsa hemen hayata geçirilir ve sonucuyla mutlu olunurdu.

-Ben yaptım!..diyebilmenin gururu sık sık göğsümü kabartırdı,güzel sözler işitmek de mutluluğumu daha da artırırdı,sonra ne olduya sanırım hayatımın değişmesi ile oldu..ülke değiştirdik ev değiştirdik çevre değiştirdik,sayıca çoğaldık belki de ihtiyaçlar arttıkça acil olanları önemli olanlara tercih etmek zorunda kaldık ama insan,bir şeyler üretme ihtiyacını zaman zaman hissediyor.


Hatırlar mısınız Kiremithanem'i ilk açtığım aylarda her Cuma tasarlayıp sizinle paylaştığım Cuma kartları vardı..bunları tasarlamak herşeyden önce bana inanılmaz keyif veriyordu,kendimi unutmak gündelik hayatı unutmak için muhteşem bir çareydi,sonra baktım ki yavaş yavaş emek verdiklerime yorumlar azalmaya başladı,sıradanlaştı ve en sonunda dikkat bile çekmemeye başladılar böylece her Cuma nerdeyse 3 saatimi verdiğim kartları tasarlamaktan vazgeçtim.Bloğumdan da bu kategoriyi kaldırdım.

NEDEN ÜRETMİYORUZ ARTIK?
Eskilere değinmişken geçen gün blogları dolaşırken fark ettiğim bir şeye de değinmek istiyorum,eskiden yani tahminen 5-6 yıl evvel blog alemi daha bir zengindi,dikiş blogları yemek blogları kumaş boyama blogları hele keçe ve amigurumi blogları sayı olarak çok fazlaydı her tarafta deli bir üretim güzel bir rekabet vardı şimdilerde ise bunlar nerdeyse hiç yok,ağırlıklı olarak kitap sinema ile ilgili bloglar var..elimizi ayağımızı bir çok şeyden çektik gerçekten,hani dışarıdan BİRİ bloglarımıza göre bizi değerlendirmeye kalksa bizim elimizden yani el üretimi hiç bir becerimiz olmadığını düşünecek nerdeyse.

EVET,BEN BİR ANNEYİM İŞİM BAŞIMDAN AŞKIN AMA BUNUN YANISIRA BİR KİŞİLİĞİM BİR İÇ DÜNYAM BİR BECERİM BİR İYİ VEYA KÖTÜ BECERİM VAR BEN SADECE ANNE OLMAKLA (Kİ BU SANATLARIN EN KUTSALI VE KIYMETLİSİ)SINIRLI DEĞİLİM BENİM BİR DE GÖRÜNMEYEN YANIM VAR,ALLAHIN BAHŞETTİĞİ YETENEĞİMİ KÖRELTMEYE DE AYRICA HİÇ BİR HAKKIM YOK,BANA VERİLDİYSE KIYMETİNİ BİLMEK ZORUNDAYIM AKSİ TAKDİRDE ELİMDEN ALINIR DEĞERİNİ BİLMEDİĞİM BU HEDİYE,SIZLANMAYA DA HAKKIM OLMAZ BU DURUMDA..


Bu yüzden daha çok elimdekileri bilgisayarda tutmakistemiyorum,bir kısmını çerçeveletip hediye olarak gönderdim bir kısmını evimin bir kaç köşesine koydum,ancak tasarladığım kartlar henüz bitmemişti ek olarak aklımdaki proje de henüz vucüt bulmamıştı..


Çerçeveler alındı çiviler de öyle,hatta bir kaç süs bile seçmiştim hazır yılbaşı süslemeleri gelmişken sıra tüm bunları bir araya getirmekteydi..
Her gördüğümde kendime ihanet etmiş veya ben de blogdaki muameleyi gösteriyor gibi hissettim..yapmaa en azından sen yapma dedim ve aklımdaki projenin tüm malzemelerini bir araya getirerek tam da canlandırdığım hatta belki de ondan bir tık fazla güzel bir sonuç ile gülümsediğimi fark ettim..


Topu topu bana tamamiyle ait olan bir masam var,bir kaç kitabım ve not defterlerime ev sahipliği yapan masam,çekmecelerinde hobi malzemeleri bir diğer tarafında dikiş makinelerim iplik kutularım ve yine dikiş ile ilgili malzemelerim var ve masamın arkasındaki duvar yani önümde duran boş bir duvarım var hepsi bu,tam da burası benim nefes aldığım yer,dünyaya açıldığım yer sizinle konuştuğum yer kendimi ifade ettiğim yer..proje ne zamandır aklımda dolanıp durdu,ızdıraba dönüştü,kendimi azarladığımı bile bilirim ve nihayet bugün en temizliği yerine bu projeyi hayata geçirdim..

Almanya'ya gelip kendi evimize çıktığımızda bir masa almak için yanıp tutuşuyor ama bir türlü sıra o masaya gelmiyordu,masam olmadan ben kendimi nasıl ifade ederim nasıl benimserim burayı nasıl severim yeri göğü toprağı,kuşları nasıl fark ederim günbatımının tadını nasıl çıkartırım gibi sorularla boğuştum..evet arzu ettiğim sadece bir masaydı ama bu benim başlangıç noktamdı da aynı zamanda,başlangıç noktam olmadan nasıl ilk adımımı atabilir kat ettiğim mesafeyi nasıl görebilirdim ki diye düşünüyordum.
Aylar sonra nihayet yataklar dolaplar halılar perdeler temin edildi yavaş yavaş ve sıra masama geldi..
Başlangıç noktam evin içindeydi artık,şu bir buçuk metrelik alan zeminiyle duvarıyla benimdi :)

Fedakârlık gerektiren durumlar yaşar insan,kabul.
bazen bu durumlar uzar,zaman aşımına uğrar bazen bir çok şey ve inanın bana fedakârlık çok ince ve hassas bir dengeye sahiptir,onun istismara dönüşmesi bazen çok küçük bir ân ve bu çizgiye bakıyor.
Unutmamalıyız bu yüzden nefes almamızı sağlayan uğraşlarımızı,kendimizi ifade etme yollarını kapatmamalıyız.
Bir şeyler üretmek ve bir şeyler yapmak illa beğenilsin diye yapılmamalı bu hataya düşürmemeliyiz kendimizi..ne varsa elimizden gelen önce bizim için yapılmalı,bizim içimizde hayat bulan bir şey olduğu için yapılmalı.
Kiremithanem
Kiremithanem

”Bu Dünyada Çiçeklere Bakmak İçin Cehennemin Çatısında Yürüyoruz,Haydi Gelin,Çatıya Çıkalım!”

18 yorum:

  1. Gerçekten de insan boş durduğundan beyni inanılmaz negatif çalışıyor . Onun için kendime sürekli iş icad etmeye çalışıyorum ki beynim yapıcı birşeylerle meşgul olsun.

    Köşen harika olmuş. Daha da güzeli her baktığından için mutlulukla dolacak. İyi ki ertelememişsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çokluk ve bolluk karakterimizi bozduğu gibi yeteneklerimizi de köreltiyor galiba Handan,şeytan da anında vesvese takviyesi yapıyor Allah muhafaza.
      Çok teşekkür ederim canım sağ olasın geç yanıtım için de ayrıca özür dilerim.

      Sil
  2. Akan su kir tutmaz misali değil mi Kİremithanem...çalışmak,üretmek paylaşmak bizi zengin kılıyor.
    Bu arada fotoğraflara bittiğimi de saklamiciiimmm :-))

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle Kadriye hanımcım,eskiden de dahazengindik bu anlamda :(
      Dilerim o zamanlar geri gelir,gerçekten bunu özledim.
      Benden de sevgiler çok tatlısınız.

      Sil
  3. Çok haklısınız. Tüketici bir toplumhaline geldiğimiz bloglarda dahi kendini belli ediyor. Bilmemne ayında bitenler, bilmemne ayı favorileri, alışveriş yazıları vs. Oysa hayatımızda üreticilikleyaratıcılığımızı yansıtan tek bir şey içinufak bir zaman ayırsak ne kadar çok kazanımımız olur. Lakin bu tür alanlara destek de azaldığı için bazn haklı buluyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dimi?..yakında haftalık domates patatess tketim miktarı da gelirse şaşırmam yani tamam o da olsun neden olmasın hatta o bak daha da faydalı bile olabilir ama bir şeyler yapmak lazım,gerçekten bir şeyler yapmamız gerek.

      Sil
  4. Yaşama alanın huzur dolmuş 🎀

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel olmuş köşen. Güle güle kullan. Bizim için güzel şeyler tasarla olur mu Sevgiciğim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin balkonun benim masam,sen de güzel çiçek ve manzarandan mahrum etmezsen neden olmasın :)

      Sil
  6. Sevgi'cim, senin o güzel emeğin ve yeteneğin her zaman gözümün önünde ah o bana yaptığın yazı yok mu ?
    Herkes gördü mü a tam senlik diyor. Bence sende el işi yeteneği olduğu gibi, karşındakini hiç görmesen bile onu yansıtabilme yeteneği de var..

    Tabii ki, boş durmayacaksın, üretmeye devam. Zaman gelir, blogda hiç yorum olmaz belki ama her zaman el emeği üretmeye devam. Ben bu fikirle arkandayım.
    Masanda üretimin, gönlünde huzurun bol olsun arkadaşım :)
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keyifli geliyor bana bunları yapmak belki ondandır canım,çok teşekkür ederim :)

      Sil
  7. Benim de en büyük hayalim kendime ait ufak bir odam olsun. Bir kac raf atayim, kitaplarimi koyayim. Cami varsa odanin o camin önüne eski bir koltuk yerlestireyim ve kitaplarimi o koltukta otururken okuyayim. Minik bir masam da olsa olur, üzerine laptopum sigsin. Simdi yeni evimizde cati katinda arkada tamda istedigim gibi böyle kücük bir oda var. Dügünden sonra mobilyalar geldikten sonra bu odayi döseyecegim. Geri cekilecegim, günlük tutacagim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erişilmez bir hayal değil Kaderciğim yeter ki insanın bir hayali olsun,emini hayal ettiğinden de güzel olacak o oda ve inşallah yakından görmek de nasip olur canım.

      Sil
  8. Bana öyle bir masa yetmiyor.O kadar çok malzemem var ki.Nereye koyacağımı şaşırıyorum.Öyle ,bir işi yarım da bırakamam.Bitirene kadar beni dürter sanki.E haliyle bitirince yenisini başlamak gerekiyor.Ama mutluyum üretmekten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genelde bu masada dikiş yaparım ki haklisin ona bile az gelir ama bilgisayar işi için çok uygun,bütün malzeme içinde çünkü,yaptıklarınızı göresim geldi❣

      Sil
  9. Hayatın her alanında tüketen bir toplum olduk, nerdeyse hiç bir üretimimiz yok. Bu durum aynamız her yere yansıyor, bloglar da nasibini alıyor. Tüketim çok hızlı, filmi seyrettim bitti, duygu yok düşünce yok. Biraz ertelemişsiniz ama sonunda çok güzel bir köşe ve masanız olmuş. Çok ertelşyoruz, oysa sonunu bilmediğimiz dünyadaki son günümüze her an yaklaşıyoruz. Yarın alırım derken, yarın var mı. Derin konu, ebeveyniz öncelikli ihtiyaçlarımız var her zaman.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dikkatimizi çok şey dağıtıyor aslında ve canımız sıkılınca hemen telefonlara sarılıyoruz,oysa telefon yerine başka bir şey elimize geçse eminim ki bir şeyler üretmek için ilk adımı atmış oluruz böylece.

      Sil

Yorumunuz en kısa sürede sevgi ve alaka ile cevaplandırılacaktır.
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.