11 Mayıs 2018 Cuma

Oruç'un Esrarı


Geçen yaz dinlediğim bir sohbeti kaleme almışlar ve Ramazan'dan evvel muhakkak bir kez daha okumalıyım dediğim bu yazıyı evvela kendim sonra sizin için paylaşmak istiyorum.
Çok kıymetli düşüncelerle çok kıymetli farkındalıklar ve tespitler içerir.
Nasiplenmemiz duasıyla..
Oruç, insan ruh ve maddesinin İlâhi banyosudur. Oruç, vehleten aç durmak gibi gelir insana. Aç durmakla ceset zevk duyarsa, oruç'un manası ortaya çıkar... Açlıktan sıkıntı duymak, hakiki oruç mana ve mefhumunun dışındadır. Oruç, ceset ile ruh tevhidini husule getirmektir. 

Mukaddes Kur'ân-ın Bakara Suresi'nde 183 üncü âyet yani Allah sözleri diyor ki: "Ey iman edenler". Buradaki iman edenler, kainatta aczini bilerek gaybe inananlar demektir. Gaybe inanmak çok güç, çok zor bir başarıdır, insan oğluna...

Mantık ve havas'a hitab etmeyen şeylere inanmak çok müşkül bir iştir. (Bu oruç ile ta ki günahlardan korunasınız.) (Oruç size yazıldı, nasıl ki sizden evvelkilere yazılmıştır...) Kulun Allah'a karşı olan şükrünü ifa etmemesi ve bunda devam etmesi edeb dışı bir iş olur ki buna günah derler.

Günahın cezasını Cenab-ı Hak kulun kendine bırakmıştır. Günah, inkar ve red hududuna girerse, küfürdür. Küfürün cezası ise, Allah tarafından verilir... İnsanda bütün İlâhi esmalar tecelli ettiği için, şükrün ifasının tehiri, esmaları zedeler... İnsan böylelikle, kendi kendini zedelemiş olur.

Yukarıdaki söylediğimiz emir ile oruç, Allah'a inananlara farz olmuştur. Emirde (Yazıldı) kelimesi ile büyük bir incelik ve hikmet ifade edilmiştir... (Yazıldı) kelimesinde "sizin canlılığınız, ruhunuz ve maddeniz bir murad ve halk edildi. Ve ona lüzumlu olan şeyler de, evvelce Âyetullah ve Sünnetullah ile tayin edildi" manası gizlidir.

Âyetullah: Esmaların tecellisi, görünmesidir. (Hay) ile canlıyız (Basir) ile görürüz (Semi) ile işitiriz, İlâhir... Bunların devamı için, bir takım kanunlar vardır. Havadan oksijen alırız, su içeriz, gıda alırız, sıcak ve soğuğun tesirleri vardır. Bunları saymak uzun sürer... Bunların hepsi Sünnetullah'tır. Yani tabiatta cari, fiziki, kimyevi, meteorolojik her türlü değişmeyen kanun halindeki hadisattır... Emrin içinde Sünnetullah'tan zarar görülmemesi gizlidir. Ruh ve maddeye lüzumlu olan bu (Yazılış) şimdi size tatbik edesiniz diye emrolundu demektir.
Çalışmadan sonra dinlenme, uyku nasıl insan ve canlı için lüzumlu ise, oruç da, insana, yaradılışında lüzumlu olan hadiseler arasında bulunur... Oruç, uzviyetin hergün yapmağa ruhi ve fizyolojik olarak duyduğu mecburiyetlerin, bir anda irade ile durdurulup perhize geçmesidir.

Oruç, mecburi olarak, uzviyetin dinlenmeye sevk edilmesini sağlar. Fakat emrin konulması, bu mecburiyette tehir, olmasın diyedir. Hastalıklarda, hastanın perhize konuluşu, onun iyiliği için bir mecburiyettir.

Oruç'un her sene başka bir ay ve mevsimde gelişi de dikkate şayandır. Mevsim ve aylara göre doğanların karakter, bünye ve arzularını, beşeriyet hala gazetelerde, kitaplarda tahlil etmektedir. Yazımızın başında, ceset açlıktan zevk duyarsa diye bir söz ettik. Evet duyması lazımdır.

Yemek helâldir, vücuda eziyet vermemek lazımdır; gibi iftarda ve sahurda yemek hikayelerini ileri sürüp, fazla yemek yemeği müdafaa, oburluk, tahammülsüzlük, sabır hasletlerini frenlemek kudreti olmayanların mütalaaları olarak kabul edilir.
Tahammülsüzlük gösterenlere, hastalara zaten oruç farz değildir. Bu halleri zail oluncaya kadar.

Oruçtan sabır, tahammül, kendine hakimiyet, sinirlerini dizginlemek, kanaat miktarının ölçülmesi murat edilmektedir.

Hasta bir insana, normale avdeti için, doktor bir takım sıhhi tavsiyelerde bulunur. Bunları yapması kendisi için faydalıdır. Başkası için değil. Oruçta normal uzviyet için; İlâhi, sıhhi bir öğütün, emir şeklindeki tecellisi gizlidir. Yapabilene ne mutlu...

Orucu süsleyen bir takım adabı muaşeret de vardır. Vakti, şartları, sünnetleri, orucun sahih oluşunu sağlayan, öyle olması muhakkak lazım gelen kaideleri mevcuttur. Orucu bozacak haller; oruca niyet etmiş temiz insanların bilmesi ve riâyet etmesi mecburiyeti olan hususlardır ki., bunları bilmeden, zaten oruca girilemez... Oruçta, insanın, helal yemeğinden, arzularından, isteklerinden ruhen ve maddeten ayrılıp sıyrılarak, yükseklere tırmanışı gizlidir. Bu yükselişteki zevk, insanın anlama ve kavrama derecesine göre değişir. Bu dereceye göre de uzviyetin bir dinlenme ve tasfiyesi husule gelmektedir. Vehleten bu hakikatları reddedebilirsiniz. Fakat mesele öyle değildir. Biraz sabrediniz ve herşeye itiraz ile yüklü olmayınız...

Oruç tutanlara hürmet etmek, insana yakışan en büyük fazilet tezahürüdür. Tutmayana da bu zevkten mahrum olmanın vereceği ölçü ile bakmalıdır. Oruçlu bir insanın, büyük bir sabır ve sükun heykeli gibi, daima sakin ve etrafına gâyet rahim ve şefkatli olması, orucun kıymet ve derecesi ile ölçülür. Yemeğe hasret açgözlülüğü, etrafına çatmak asabiyeti gibi haller izhar edip bocalıyan hakiki oruç tutmuş olmaz. O ancak sabahtan akşama kadar beyhude yere aç durmuş olur ki bu orucun manasına bile yanaşmaz. Uzviyet açlığın vereceği aksülamellerin doğuracağı faideye kavuşabilmesi için tamamiyle sakin ve gevşemiş olmalıdır. Asabiyet, bu muvazeneyi hemen bozar, asabi insanlarda mide ağrıları, iştahsızlıklar malumdur.

Oruç'da Errezzak esması, kemal-i edep ve tazimle bir tarafa bırakılıp (Hay esması ile) Hayy'ın menbaı olan Hayyılâyemutun huzuruna çıkmak vardır.

Oruçluda akşama doğru bir zevk hissi başlar.

Bu his: 

1- Uzviyetin yemeğe karşı duyduğu hasretin giderileceğini ruh vasıtası ile öğrendiği için, vücuttaki hafiflik zevkidir. Bu zevk makbul değildir. Zira bu memnuniyet verdiği itaattan duyulan mecburi uzvi açlığın bağırışıdır.

2- Ruhun duyduğu hafiflik ve dumanlanmadır ki bu da riyazetin uzviyet ve ruha vereceği hasletlerin, manevi yükselişin disiplinine alışmamış insanların, bir emri yerine getirmelerinden doğan, tatlı bir histir. Bunun da arkasında, yine uzviyetin gizli açlık feryadının, edeben teskin edilişindeki çabalama mevcuttur.


Halbuki orucun ve az yemenin hikmeti, manevi âlem hazinelerinin kilididir. Batın gönül pınarları, açlık ve oruç bereketi ile fışkırır.
Herkesin aynada gördüklerinden daha fazlasını, bir tuğla parçasında görebilirsiniz.

Hakiki oruçlu bir insanda: Simada Rahim esmasının tatlı soluk rengi, gözlerde ötelerin ötesine bakan tatlı bir halavet, dilde fazilet, adalet, şefkat ve doğruluk süzgecinden süzülmüş, inci gibi kelime ve sesler doludur. Ne mutlu böyle insana.

Hay esmasının tecellisi olan insan, bu esmayı Errezzak esması ile değil de hayyı hay ile beslerse daima hay olur.
Ecel, insana errezzak esmasının haydan elini çektiği dakikada gelir. Hayyı hay ile besleyen insan daima hay olur, "Mevlâna on yedi gün gece ve gündüz ağzına birşey koymamış ve onsekizinci günü (Öyle bir hamle yaptım, uçtum, uçtum hayyı layemuta kavuştum.) diye bağırmıştır. Oruçla, Halik bu ince kavuşma yolunu, müminlere hediye etmiştir. Anlayana ne mutlu....

"Ölmeden evvel ölmek" tebşir-i Peygamberisi. "Errezzak ile değil hay ile hayyı devama çalışınız. O zaman daima hay olursunuz" demektir. Bu bir sırdır. Anlaması güçtür. Güç kelimesi perdelerle örtülü olduğu için kullanılmıştır. Murad-ı İlâhi böyledir. Bu muradda büyük ve büyüklerin büyüğü bir hikmet gizlidir.

"Halikle öyle anlarım olur ki aramıza melek-i mukarrep bile giremez." buyuran Resûl-i Ekrem'in (s.a.s) "Bir ok yayı kadar yanaştım." sözü, dinin asıl nüvesini teşkil etmektedir. Bütün bu yoldakiler, bunu hal ve anlama peşindedirler. Onun için "Oruç benimle kulum arasındadır, mükafatını bizzat ben vereceğim." buyurulmuştur.

Hay ile herşey vardır. Bütün esmalar Hayy'ın vasıflarıdır. Bir tane de vardır ki bunların hepsinin ismidir, ona da (İsm-i Azam) derler. Şu mudur? bu mudur? diye uğraşma. Birşeyi insan görür, tutar, anlar ve inanır. Fakat bu anlamada şüphe ve şek bulunduğu zaman bu mudur? şu mudur? diye mırıldanır. Hakiki isimde mütereddittir. Ondan dolayı hakiki çağrıyı yapamadığımdan, büyük istifade ve visale kavuşamaz...

Allah yolunda ölenler ölmemişlerdir. Allah yolunda ölenler kimlerdir. Hiç düşündünüz mü? Allah'ın her canlıya bilaistisna verdiği Errezzak'tan zorla nasibini kesmek arzusunu taşıyanlardır. Bunlar binbir türlü vesilelerle ve perdeli şekillerle Hay'lıklarını Hay ile birleştirip, ortadan Errezzak esmasının kaldırılmasına uğraşanlardır.

Bir çok hastalıklarda perhiz, hastanın iyi olmasında en büyük amildir. Bu Hayy'ın Hay'dan medet dileyerek, boşalan enerji akümülatörünü doldurması demektir.

Hayyı, Hay ile beslemeğe uğraşanlar ise,Vellilerdir.

Huzura çıkmak için rızkın mahsulleri temizliği bozar. Temizliği tazelemek lazımdır. Bunlardan anlayan için, büyük hakikat ve huzur kapıları görünür, işte bu kadar... Hikayenin anahtar deliği Oruç'tur.

Oruç'un kıymetini bilmeğe ve bunda devamlı olmağa gayret etmek gerektir. Amma "Ben yapamıyorum" diyeceksen, bu meydanlarda dolaşmağa bakma... Bu meydanlar çok hoştur, çok tatlıdır, fakat tehlikesi de çok ve anidir... Allah kimseyi zorlamaz. Verdiği Hay parçasının hürmetine orucu (Yazılmak) kelimesi ile emir buyurmuştur. Bu bize verilen Hayyın, ind-i İlâhiyede makbuliyetini arttırmak, Hayyın makam olan vücut için mecburiyetinin, gâyet müsamahakar ve nezaket çerçevesi içinde (Yazıldı) Lafz-ı Mübareki ile bildirilmesidir. Bu kelimede zorlama, korkutma yoktur. Bu kadar nezaketle emir buyrulan oruçta nasıl büyük bir sır, derin bir hikmet, huzur ve felah olduğunu artık siz düşününüz...

Ramazanınız mübarek olsun...


NOT: Yukarıdaki Yazı, Münir Derman'ın "Allah Dostu Der ki..." isimli eserinden alınmıştır.
*kaynak:onaltiyildiz.com


Kiremithanem
Kiremithanem

”Bu Dünyada Çiçeklere Bakmak İçin Cehennemin Çatısında Yürüyoruz,Haydi Gelin,Çatıya Çıkalım!”

10 yorum:

  1. Ramazan geliyor hoş geliyor. Hepimizin Ramazan'ı Şerif-i mübarek olsun.

    YanıtlaSil
  2. Ramazanımız mübarek olsun inşallah.Allah razı olsun :)

    YanıtlaSil
  3. Hoşgeldin Ramazan Ayı yüreğimize ve evlerimize diyebiliriz bu güzel yazıyla. Kalemine emeğine sağlık :)

    YanıtlaSil
  4. Rabbim hakkini verebilenlerden eylesin insallah...

    Bu tarz sohbetleri daha dinlenebilir yada okunabilir kilmak icin daha gunumuz turkcesinden kelimeler secmek anlamak ve anlatmak istenen konuyu daha net ifade etmek icin onemli bir detay bana gore.zira kendi adima en sinir oldugum sey kendimi o hisse burumus heyacanla okuyup manen ruhumu temizlerken anlamini bilmedigim kelimelerin ne anlama geldiklerini cozmeye calisirken o ruh halinden cikip daha gergin bir ruh haline burunmus bulmak...
    Ez cumle sohbet harika anlatandan paylasandan Allah c.c ebeden razi olsun lakin kelimeler daha kisa ve anlasilir olsun ki uzun okumayi sevmeyenlerede konuyu sevdirsin o hissiyati versin daha genis kitlerere ulassin insallah.(olurda biri bu yorumu okur dikkate alir belki;))

    YanıtlaSil
  5. Eyvallah canım ben de öyle düşünüyorum bir çok sohbeti sırf kelimeleri anlamakta ve anlam vermekte sıkıntı çektiğim için aynı zorluğu ben de yaşıyorum ancak bak şimdi bu yazıyı paylaşmamın asıl sebebi hakkında bir kaz şey söylememe izin ver.
    Münir Derman hocanın sohbetleri yani ses kayıtları Youtube'da mevcut ancak öyle eski ve kalite bakımından dinlerken zorluk çekme durumları var ki sohbetin içeriğini tam olarak anlayamıyor insan,Allah razı olsun ki birileri oturup sohbetleri metine dökerek biz de istifade ediyoruz yine de ses kaydını dinledikten sonra bu sohbetin metin olarak elimizde olmasının da büyük bir nimet olduğunu görüyor insan.
    Sana ses kaydını göndereceğim inşallah böylece aradaki değişiklikleri daha iyi anlayabilirsin.
    Allah senden de razı olsun.

    YanıtlaSil
  6. Evet malesef isin birde bu boyutu var tabii.bu anlama sorunu yuzunden benimde dinleyemediklerim olmustu.hatta bir ara mektubatlara merak salmis ciddi ciddi okumaya baslamis ama cevirme sikintisi yuzunden 11.mektubattan sonrasini birakmak zorinda kalmistim.dedigin gibi gunumuz turkcesinde bazi kelimelerin basitligi anlatilmak istenen cumledeki duyguyu yansitmaya yeterli ve kafi gelmediginden hakki verilemiyor malesef.bu gunlere ulasmalarina vesile olanlardanda Allah c.c ebeden razi olsun ne diyim herseyi devletten beklememek lazim;)
    Birazda biz cabalamali anlamaya calismali vakit ayirmaliyiz mutlaka

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mektubata hiç başlamayanbiri olarak takdir ettim seni zaten senin yapabildiklerine ben çok zor ulaşırım ya sen yine iyisin :)

      Sil

Yorumunuz en kısa sürede sevgi ve alaka ile cevaplandırılacaktır.
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.