23 Mayıs 2018 Çarşamba

Herşeyimiz Var!

Hatırlıyorum,çok çok iyi hatırlıyorum..
Çocukken ben bir komşumuzun yaşadığı bir hadiseyi.
Günlerden bir gün ki o gün de bir kış günüymüş,komşumuzun baltasının sapı gevşemiş ve bozulmuş.. Küs olduğu bir komşumuzun baltasına ihtiyaç duymuş bu yüzden.
Ama!..
Baltası olan komşu ile aralarında buzlar uçurumlar varmış.
Küsmüşler,kapı komşular ama küsmüşler işte,sebebini de hatırlamayacak kadar küçüğüm ama olayı çok iyi hatırlıyorum..
Hava soğuk ve odun kesmemiz gerekiyor diyordu,ama gel gör ki aksi baltanın sapı (aksi mi hikmet vesilesi mi?) baltadan ayrılıyor ne ettimse tutturup odun kıramadım diyor..araya çomaklar soktuğum halde ayrılıyor,düşüp duruyor.Hava da soğuk,soba da odun istiyor evimiz de soğuyor,komşu da komşuya küs!..
Yine de,çocuklar küçükmüş odun kesilip sobaya atılması elzem bişeymiş haliyle komşu küs olduğu komşunun kapısına dayanıp baltayı ödünç olarak istemiiiiiş..
Komşu da bu vesile ile onu içeriye almış,kahve pişirmek üzere imiş kahve ikram etmek istemiş odun kesimi biraz ertelenebilirmişmiş böylece de iki komşu küs olduklarını hatta neye küstüklerini dahi unutarak güzelce bir kahve içmiş olmuşlar..

Olay aşağı yukarı böyle..
Bir baltaya muhtaç olmak bazen sadece bir baltaya muhtaç olmaktan ibaret değildir..o ihtiyaç vesile olurdu insanların birbirine yakınlaşmalasına,o ihtiyacın görülmesi çoğu zaman birbirimizin halini daha iyi anlamamıza hatta barışmamıza vesile olurdu..

Nefsimiz istedi ki evimizde herşey olsun bir eksiğimiz olmasın.
Çalıştık didindik evimize gereken herşeyi temin ettik aldık tabii ki..
Senede bir kere bile kullanılacak olan Aşure tenceresini veya kazanını dahi yeterli yerimiz olmamasına rağmen evimize aldık,aldık ki komşumuzun tenceresini istemek için kapısını çalmak zorunda kalmayalım..

Oysa belki de o tencereyi istemek bir bahane olurdu tekrar eskisi gibi görüşmemize veya evine gitmemize veya birbirimize muhtaç olduğumuzu hatırlamamıza..ama yok,bizde her şey olacaktı biz başkasından bir çöp dahi istemek zorunda kalmayacak nefsimize ağır geldiği için,satın alıp evimizde bulunduracaktır.Senede bir kez kullanılmasına göz yumma pahasına,yeter ki komşunun kapısı çalınıp o tencere isteme faslı nefsimizi sıkıntıya sokmasın diye..ama komşuda yok bizde var ise eğeeer ve bizden ödünç almaya geldi ise biz çok tatlı bir dil güleryüzlü bir yüzle ve duyulacak olan minnet sözlerine hazırlıklı olarak tenceremizi ödünç vermeye elbette razı olduk..

İşte bu..

Araya mesafe soktuk..
Tek beden olduğumuzu unuttuk.
Herşeyimiz var.
Her-şe-yi-miz var!...

Ama bunların da bir bedeli var,bu herşeyler için ödediğimiz bedelleri görmezden geliyoruz.
O barışların sağlanması için küskünlüklerin bitmesi için vesileler yok,çocuğumuzun gecenin bir vakti ateşlenip komşudan ateş düşürücü istememiz için gerekli rahatlığımız ve yüzümüz elbette bunlardan biri.

Şimdi böylesi pek yok,olamaz da.
Çünkü bizim evlerimizde ARTIK herşeyimiz var.
Her-şe-yi-miz var!...




Kiremithanem
Kiremithanem

”Bu Dünyada Çiçeklere Bakmak İçin Cehennemin Çatısında Yürüyoruz,Haydi Gelin,Çatıya Çıkalım!”

10 yorum:

  1. Dün akşam buzdolabıma içecekleri sığdırmak için uğraşırken , karşı komşumla samimi olsaydık şimdi ondan rica ederdim diye düşündüm. Yılda üç beş defa misafie gelecek diye buzdolabını büyütmek ne saçma diye düşündüm. Sonra karpuzu çıkarttım, diğerlerini yerleştirdim. Oysa kapısını çalsam eminim seve seve koyardı buzdolabına . Yine de yapmadım öyle bir şey, karpuzun bozulma riskini tercih ettim. Şimdi yazını okuyunca düşüncelere dalmam o yüzden işte.

    YanıtlaSil
  2. Yaşanmış ne kadar da güzel bir hikaye bu.Ötekileştirmeye gerek duymadan birbirimizi farklılıklarımızda kabul ettiğimizde bir çok sorun çözülecek diye düşünüyorum.Neden insanların bizimle aynı olmasını ve aynı düşünmesini istiyoruz ki?Üstelik öyle bir hayat çok da sıkıcı olurdu sanırım.Kalbimizdeki sevgi herkese yeter aslında.

    YanıtlaSil
  3. Ben hatırlıyorum küçükken annem komşulara çorba ,tatlı v.s. gönderirdi.Komşulardan da bize gelirdi.Bunlar artık unutulup gitti.Senin vesilenle hatırlamış olduk.Allah razı olsun.

    YanıtlaSil
  4. Tesadüflere çok inanan bir insan değilim yaşadığım olaylardan dolayı. Allah gerçekten iyi insanları birbirlerine kavuşturuyor. Dostumuzla barışmamız için vesileler veriyor.

    YanıtlaSil
  5. Ah Sevgim ne güzel yazmışsın ama komşularımız eski komşular mı acaba? Evimize taşındığımızda apartmanımızın hanımları arasında beraberlik oluşturabilmek için bir kahve saati olsun oluşturmak istedim. Komşularımı çağırdım. Gelenler oldu. Peşi gelmedi. İnsanlar çalıştıklarını bahane ediyorlar. E, kimin kapısına gitmeye cesaret edeceksin bu durumda? Yine de bir iki komşum var şükür.Geçenlerde kapıda kaldım o komşularım evde olmadığı için kimsenin kapısını çalamadım.Epey beklemem gerekti.Hepsi iyi insanlar biliyorum ama herkes kendi içinde kapalı. Bir yerden sonra zorlayamıyorsun ki...Ne çok derdim varmış değil mi?

    YanıtlaSil
  6. Çok güzeldi var ya..en son 3 sene önce selamlaştığımız karşı komşumu ve kendi komşuluğumu düşündüm

    YanıtlaSil
  7. ...Çünkü ARTIK evlerimiz omuz omuza değil, üst üste...

    YanıtlaSil
  8. Komsu komsunun kulune muhtactir devri kapanmis gercekten;(
    Benim anneannem 87 yasinda. bana yillar evvel telefonda mujde verip kuran okumayi ogrendim nenecim cok sukur dedigimde sesindeki coskuyu suan bile hatirladigim bir tonla demistiki evladim senden ozellikle istiyorum bunu sakin ha sakin bir kez bile ne zaman okursan oku ozelliklede cuma gunleri okudugun vakit koydeki mahalle komsularimizin dedelerini ve nenelerini isimle sayarak ben hic gormedim bazilarini hic tanimam mutlaka onlarida duana kat okudugun zaman sakin ha unutmaki bir fatiha olsun yasin olsun bagisla demisti.o kadar ki israrla tekrar tekrar bunu benden surekli isteyince ya nenecim sende ne kadarda seviyormussun komsularini dedim haliyle sasirarak bana dediki.bak evladim senin deden harbe gitmisti ve en az askerlik 8 seneydi o zamanlar.annende kucagimda emzikli bebekti.iki teyzende biri besikte biri emekliyor o kadar kucuklerdi.onlara nasil dua etmem yillarca dul kadin gibi gepegenc halimde 3 cocukla kaldigimda birgun dahi bir tanesinden bir tek gozunu kaldirip bana bakani evimin onunden gecerken yerden basini kaldirip pencereme bakani dahi gormedim oyle edep sahipleriydiler.dip komsumuz bana yakacak odunum kalmadigi bir gun nasil isitayim bu bebeleri diye dusunurken civala koyinlarina yedirecegi ince samani cuvala basip gelmis gelin gel hele al bu cuvali bu gece idare etde yarinada Allah Kerimdir deyip kapima birakti gitti ben karda kista hayvanlarin ne yiyecek diye yakmaya kiyamadimda oturup agladim oda bana kizmisti senin bebelerin cani benim koyunlardan ahirdaki attan esekten dahami degersiz demistidiye aglayarak anlatmisti.ozellikle karsidaki komsusu olan rahmetli dedenin ismini hic duymamistim onu sordum cunku butun cocuklugum artik yerle yeksan olmus yikik kerpic evinin bir duvari kalmis ayakta o bahcesinde oynamakla buyumustum.dediki yavrum o dedenden helallik alamadim ekin bicmeye 7 dagin ardina giderdik bir ay sonra harman edip gelirdik o ara biz kaniyla gelesiye agirlasmis öluvermis.oysa yillarca ben saçayagim yoktuda yemek pisirecegim zaman onun pardasindan(yani çalıyla çevrili duvarindan)taş getirirde sacımı kurup yufka pisirirdim birgun bile bana niye aliyon benim duvarin taşıni demediler aksine gelinnn ote dunyada iki elim yakandadir eger yakacak odunun kalmazda benim duvardaki çalilardan alip yakmazsan coluk cocuguni ekmeksiz yemeksiz birakirsan ginahim vebalim senin boynunadir diye yemin verdirirlerdi kari koca cok iyi kimselerdi evladim ben onlardan hep hayir gordum ben onlarin haklarini odeyemem yillarca taşlarinin ustunde ekmek pisirdim artik onlarin geride kimsesi kalmadi bari biz arkalarindan okuyalimda Allah ta onlara rahmet etsin onlerine cikartsin iyiliklerini demisti.belki hicbirini gormedim sadece biri haric onuda hayal meyal hatirlarim ama oyle sevdimki o insanlari sanki hep varlarmis gibi hep yanlarinda buyumusum gibi hep minnetle aniyor her duamda katiyorum.cok uzattim gene hakkinizi helal edin diyecegim bu anlattiklarimi usenmeden yazmamin sebebi okuyinca biraz silkelenmek acaba bu hasletlerin ne kadari var bizde demek icin.bu kadar karsisindakinin nefsini kendi nefsine tercih edebilmek bu kadar ince dusunmek bu kadar edepli hayalı olmak bu kadar incitmeden merhamet gosterebilmek bu erdemlerin ne kadarini barindiriyoruz kendi bunyemizde...
    Daha uzatmiyim birseylere ozlem duymaktansa kendi kapimizin onunu supurelim once ise burdan baslayalim belki kapi komsum beni tanimayabilir ama onun kucucuk bebegi çocugu yada torunu benim ona karsi tavrimi sevkatimi duyarliligimi beynine kazir muhakkak ve biryerlere saklar o beyin o ince ayrintilari.belki bugun ben gormem ama yasliligimda oda bir serpilmis delikanli genc kiz yada genc erkek oldugunda anilarinda yer edebilirim sevimli bir ninem vardi .......diye artik ne hasletlerimi beynine nakşedebildiysem onlari cocuklarina torunlarina anlatan.yada ninem gibi bir komsum vardi evladim arkasindan bir hayir dua ediverin diyen hayirla yadedilen hasletlerimiz olsun insallah diye dua ediyorum kardesim iyiki paylastin iyiki varsin

    YanıtlaSil
  9. Hayırlı ramazanlar Sevgi hanım😊
    Blog'nuz hayırlı,yazilariniz bereketli olsun..
    Eskiden komşuluk başkaydı..sizinde dediğiniz gibi artık herseyimiz var.

    YanıtlaSil
  10. "Kemdürür yoksulluktan nicelerin varlığı
    Bunca varlık iken, gitmez gönül darlığı"
    Yazınızı okuyunca Yunus Emre'nin mısraları geldi aklıma. Çok güzel ve anlamalı bir yazı olmuş. Yüreginize sağlık.

    YanıtlaSil

Yorumunuz en kısa sürede sevgi ve alaka ile cevaplandırılacaktır.
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.